son haberler

Her Bağış Yeni Bir Hayattır!

Yayınlanma Tarihi: 8 Kasım 2018 okunma

Her Bağış Yeni Bir Hayattır!
Gündem
0

3-9 Kasım Organ Bağışı ve Nakli haftası nedeniyle Ünye Devlet Hastanesi’nde düzenlenen programda Organ Bağışı enine boyuna değerlendirildi. Hem tıbbi hem de dini yönden bilgilerin verildiği programda Organ Bağışı yapılmasının önemine dikkat çekildi.

Türkiye Canlıdan Canlıya Nakillerde 1. Sırada”

Açılış konuşmasında organ bağışında farkındalık oluşturmak gerektiğini ve canlıdan canlıya yapıla organ nakillerinde Türkiye’nin birinci sırada olduğunu belirten Hastane Başhekimi Operatör Doktor Güray Yılmaz, “3-9 Kasım Organ Bağış Haftası ve bizim bu toplantıyı yapma amacımız bir farkındalık oluşturup, binlerce organ bekleyen insanlara karşı duyarlılığı arttırmaktır. Son dönemde ülkemizde organ bağışına duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Ülkemizde yıllık 25 bin kişi organ nakline ihtiyaç duymaktadır. Biz Sağlık Bakanlığı olarak yılda yaklaşık 5 bin organ nakli gerçekleştirmekteyiz. Yaptığımız bu nakillerin %80’nini canlıdan canlıya vericilerle gerçekleştiriyoruz ve Türkiye bu nakillerde 1. sırada gelmektedir. Ancak beyin ölümü gerçekleşmiş kadavralardan canlı insana olan nakillerde ise ülkemiz maalesef çok gerilerde bulunuyor. Bizim amacımız bir farkındalık yaratarak insanlarda organ bağışının önemini ve ilerleyen dönemlerde kendimizin de organ bağışına ihtiyaç duyabilecek bireyler olduğumuzu hatırlatmaktır” şeklinde konuştu.

“30 bin İnsan bağış bekliyor”

Türkiye’de organ naklinin durumunu ve önemini belirten Organ Bağış Koordinatörü Songül Cumhur Baykal, “Türkiye’de ilk başarılı nakil 3 Kasım 1975 yılında gerçekleşti ve Bakanlığımız da 3-9 Kasım’ı organ doku ve bağış haftası olarak ilan etti. Şuanda 30 bin organ bağışı bekleyen insan var ve bunların 25 bin tanesi her yıl ölüyor. Listede en fazla böbrek hastaları organ bekliyor, karaciğer ve kalp olarak devam ediyor.

Amacımız Kadavra Nakillerinin Oranını Arttırmak

Asıl amaçlarının kadavra nakillerinin oranını arttırmak olduğunu söyleyen Baykal, “Bakanlığımız gerçekten bu işi destekliyor ve ülkemizde tahminen 136 tane nakil merkezi var ve bu gerçekten büyük bir sayıdır. Bu organların 2 türlü temin çeşidi vardır. Canlıdan canlıya ve ölüden canlıya olarak temin edilebilmektedir. Canlıdan canlıya olan nakillerde hiçbir sorun yok ancak bizim asıl istediğimiz kadavra nakillerinin oranını arttırmaktır. Sadece yoğun bakım şartlarında kişinin beyin ölümü gerçekleşmesi halinde, kişinin ailesine organları bağışlamak ister misiniz diye sorulur. Kişi yaşarken organ bağışı yapsın da yapmasın, aile evet derse organlar kullanılır, hayır derse kullanılamaz” diye konuştu.

Organ Naklinde Süre Çok Önemlidir

Devletin sağlık için sağladığı olanaklar sayesinde nakil edilecek organın kısa sürede hastaya ulaşmasının önemine dikkati çeken Organ Bağış Koordinatörü Songül Cumhur Baykal, “Şuan Türkiye’de tüm doku ve organların nakli söz konusudur. Beyin ölümü bitkisel hayat ya da komayla karıştırılmamalıdır. Bitkisel hayatta %1 bile olsa yaşama şansı vardır. Ancak beyin ölümünde bu şans yoktur ve organ bağışına müsaittir. Organ bağışında aile evet dedikten sonra ölümüzden 2 ya da 3 tüp kan alıyoruz ve en yakın nakil merkezimize gönderiyoruz. Burada da doku ve kan uyumuna bakılıyor ve bakanlığa bildiriliyor. Bakanlık da sıra kimseyse ve kime uyuyorsa kişiyi buluyor ve nakil merkezine çağırılıyor. Ameliyathanede kalp veya akciğere kesiği attıktan 4 veya 6 saat içerisinde bu organı nakil merkezindeki kişiye nakletmek gerekmektedir. Devletimiz bu konuda bize çok iyi ulaşım imkanları sağladı” ifadeleri kullandı.

“Her kim bir insanın hayatını kurtarırsa, bütün insanları yaşatmış gibidir”

Organ naklinin dini olarak hiçbir sakıncasının olmadığını belirten Aile ve Dini Rehberlik Vaizi Nihal Öner,“Organ nakli tıp biliminin konusu olmakla beraber bu konu dini ve ahlakı da ilgilendirmektedir. Organ nakliyle alakalı Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet vardır. “Her kim bir insanın hayatını kurtarırsa, bütün insanları yaşatmış gibidir” ayeti bu konuda çok önemlidir. İslam ölüye değer vermekle birlikte, insana ve hayata daha çok önem vermiştir. İnsanlar organları öldükten sonra başkasına verdiklerinde, organı alan insanın yaptıklarından hiçbir sorumluluğumuz olmaz. Organ bağışıyla ilgili bütün fetvaları inceledim ve bu konuya ters hiçbir şey bulamadım. İslam dini organ nakline müsaade etmektedir” dedi.

“Ailenin karar vermesi için 24-36 saatlik bir süreye ihtiyacı vardır”

Beyin ölümüyle ilgili açıklamalarda bulunan Anestezi Uzmanı Yusuf Yıldırım ise, “Beyin ölümü beyin foksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolmasıdır ve bu kişilerin hayata dönmesi mümkün değildir. 2017 yılında 416881 ölüm gerçekleşmiş, 2046 beyin ölümü tanısı koyulmuş ve 554 tanesine de aile izin vermiş. Bu durum ülkemizde bu konuda ne kadar farkındalık yaratmaya ihtiyacımız olduğunu göstermektedir. Ailenin karar vermesi için 24-36 saatlik bir süreye ihtiyacı vardır.” diye konuştu.

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.