son haberler

Abrul Beşi

Yayınlanma Tarihi: 12 Nisan 2019 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Eski insanlar kendi yöntemleriyle hayatı kolaylaştırmak için elinden geleni yapmışlar.

Tıp bugünkü halde değil, makine hayatımıza girmemiş, meteoroloji bilinmiyor, suni gübreler ortalıkta yok vs.

Bütün bunlara rağmen hayatlarını sürdürmüşler.

Günümüzde “Kocakarı ilaçları” diye aşağılanan o ilaçlar yıllarca deva olmuş hastalara. Yani bilmem ne ilaç sanayi ürünleri vardı da bilerek mi yapma ilaç kullandılar yani.

İşin tuhaf yanı hasta olma oranı daha az.

Tarla tabii gübre ile verimi artırmaya çalışılır, yolar yürünür ama aşınmaz, hava durumu tuhaf bir tecrübeyle tespit edilir.

Hazır hava durumuna gelmişken eskilerin önümüzde bulunan günlerden biri de aprul beşi.

Eski takvimlere göre bu tarih 18 Nisana tekabül ediyor ki Karadeniz’de son fırtına. Yani önü bahar. Yine eski anlayışa göre yazın başlaması da Mayıs yedisi denilen miladi 20 Mayıstan sonra.

Aslına bakılırsa Karadeniz için doğru tahmin.

Zaten Karadeniz’de üç mevsim var. Sonbahar, kış ve yaz.

Bahardan bahsetmek mümkün değil. Yarısı kışa benziyor, yarısı yaza.

Zaten Aprul beşi (18 Nisan) ile mayıs yedisi (20 Mayıs) arasında 32 gün var. Bu 32 gün bahar. Sizce de öyle değil mi?

Zaten mevsimler türkülerimize de girmiş.

Ayva çiçek açtı yaz mı gelecek

Gönül bu sevdadan vaz mı geçecek

 

Ayvalar ne zaman çiçek açar bilmem ama yaza fazla zaman kalmadı gibi. Yine bir türküde “Eridi kalmadı dağların karı” mısraı kışın bitme alameti.

 

Kısaca daha önceki nesiller de yaşamış bu dünyada. Biz hala onların sağlıklı, huzurlu hallerine nasıl ulaşırız onu düşünüyoruz.

 

Ortalıkta resmi (tıbbi) ebe yok ama bebek ölümü de yok. Günümüzde hastane var, az da olsa hastanelerden bebek ölüm haberi geliyor.

 

Mühendis yok depremden yıkılan ev yok. Ortalık mühendisten geçilmiyor yıkılan binalar en fazla 50 yıllık.

 

İnsan kendine zarar vermek için mi tahsil görüyor?

 

İnsan ister istemez soruyor bu soruyu kendine.

 

Madem yazının başlığı Abrul beşi koyduk, bununla ilgili eski bir sözle bitirelim yazıyı.

 

“Kork abrulun beşinden, öküzü ayırır eşinden.”

 

Bura eş öküzün dişi değil, çift süren diğeri. Eş günümüzde başka anlamlara da geliyor da…

 

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku