son haberler

Bastırılmış Çaresizlik

Yayınlanma Tarihi: 6 Temmuz 2018 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

“Öğrenilmiş Çaresizlik”  belki çaresizliğin en kötü halidir. Bir şeyi yapamamak başka, yapamayacağına inanmak başkadır. Birileri size neyi ne kadar başarabileceğinizi “öğretmişse” siz o öğrendiğinizi sandığınız şeyden ileri gidemezsiniz. Siz buna ister gaflet, ister umutsuzluk diye ifade edin. Neticede hedefe gidecek yolda değilsinizdir.

Şöyle bir geçmişimize baktığımızda ne kadar peşin hükümlerimiz olduğunu göreceksiniz. Bunların birçoğu olumsuzluklar üzerinedir. “ Bizden adam olmaz” teraneleri bu başarısızlıkların yüzündendir. Ama bu durumdan nasıl çıkılacağına dair hiç mücadele etmez, fikir yürütmeyiz

Çaresizlikler arasında “bastırılmış” olanları da ayrı yer tutmaktadır. Öyle veya böyle “çaresizlik” ortak paydasında buluşurlar. Ancak biri veya birileri çıkıp onlara başka açıdan düşün diye yol göstermeye kalkana kadar. Eskilerin tabiri ile “ezber bozana” kadar…

Küçük bir hikâyede şöyle yazıyordu:

Bir gün bir çiftliğe bir kartal yumurtası gelir. Çiftlik sahibi onu kuluçkada yatan tavuğun altına koyar. Aradan geçen süre içinde yumurtadan civcivler çıkmaya başlar. Ama aralarından biri diğerlerine benzememektedir. Bunu hem kendi, hem tavuk hem de diğer civcivler fark etmesine rağmen yapacakları bir şey yoktur.

Yavru kartal yanındakiler gibi davranmak için kendini zorlar. Zor da olsa başarır. Yani tavuk gibi hareket eder. Ancak zaman içine çiftliğin üstünden bir kartal uçar. Yavru kartal uçan büyük kartala bakar. Ve kendisini ona benzetir. Bir süre sonra küçük kartal da uçmağa çalışır. Bunu gören çiftlik sahibi yavru katalı sert bir şekilde ikaz eder.

– Sen bir tavuksun!

– …

– Sen bir tavuksun! Ve uçamazsın! Sakın bir daha deneme ve tavuk olduğunu da unutma!..

Böylece kartal yavrusu kendinde yani aslında uçma kabiliyeti var olduğu halde tavuk gibi davranmaya çalıştığı için, hiç uçamamış. Hatta uçmayı denememiş dahi. Çünkü onda var olduğu halde, bastırılarak fark ettirmediği meziyetler zaman içinde kaybolmaya yüz tutmuştur.

Belki “ Bizden adama olmaz” denilen bu millet belki de tavuk altına konulmuş kartala yumurtasından çıkan yavruya benzemektedir. Biri onun kulağına “Senin aslın kartal” diye fısıldasa; kim bilir aslına dönmeye çalışacak dahi aslı gibi davranacaktı.

Velhasıl şu veya bu şekilde ister fert, ister cemiyet, isterse millet olsun “birileri”, “başka birilerini” bir şekilde önünü kesmekte, doğan boşluktan da kendi namı hesabına fayda sağlamaktadır.

Bu çaresizliği yok etmek için “ Halaskarlardan halas olmak” yani “Kurtarıcılardan kurtulmadıkça” daha çok “civciv” taklidi yapmaya uğraşırız.

Bize öğretilen ve telkin edilen bilgilerin sabit bilgiler olduğunu kabul ettiğimiz müddetçe daha çok ‘kurtarıcı’ bekleriz.

“İnsan” taklidi yapmak daha zor…

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku