Yayınlanma Tarihi: 14 Aralık 2018 — okunma
Türkiye Büyük Millet Meclisi ruznâmesinde (gündem)görüşülecek mühim bir madde kalmadığından Dokuzuncu Devre’nin nihayete ermesi dolayısıyla Büyük Millet Meclisi Reisi Refik KORALTAN tarafından toplantıya son verilmesine ve yeni Meclis’in 14 Mayıs 1954 Cuma günü saat 15’te fevkalâde toplanmasına karar verilmişti. Bu devrede 41 Sözlü Soru Önergesi’ne cevap verilmiş olup bunlardan 35. önerge makalemizin konu başlığıyla ilgilidir.(Cilt: 29-Sayfa: 919:920). 12 Mart 1954
35 – PARTİZAN DAVRANIŞLARDAN YAKINMA5
Çok partili yönetime uyum kolay olmadı. Yaranma yada nefret duygularının egemenliğinde yapılan işlevler ve bu eylemlere karşı gösterilen tepkilerin demokratik, özgür ortamın kurumlaşmasına olumsuz etkileri oldu. Ordu Milletvekili tarafından verilen sözlü soru ve görüşülmesi sırasında ileri sürülen düşünceler, katlanılan zahmetler yaşanan acıların boyutlarını belirlediğinden tutanaklardan aynen alınmıştır.
Ordu MebusuAtıf TOPALOĞLU‘nun, CHP Genel Başkanı’nın Karadeniz seyahati esnasında karşılama maksadiyledavul zurna çalanlara tarh edilen vergi hakkındaki sorusuna Maliye Vekili Hasan POLATKAN‘ın sözlü cevabı: (Tutanak Dergisi: C. 22, s. 436 – 441, Tarih: 27.5.1953)
REİS – Sözlü soruyu okutuyorum. Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na / Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı tarafından Büyük Millet Meclisi kürsüsünden sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ve rica ederim. Saygılarımla. Ordu Milletvekili Atıf Topaloğlu
Maliye Vekili HASAN POLATKAN (Eskişehir) – Ordu Mebusu Sayın Atıf Topaloğlu’nun sözlü sorularına sırasiylecevabarzediyorum:
Cevap 1. Fatsa Malmüdürlüğü’nce Vergi Usul Kanunu’nun hükümlerine uygun şekilde 14.V.1952’de yoklama yapılmış, çeşitli sanat ve meslek erbabı meyanında bir kısım vatandaşların da yıllardan berizurna ve davul çalarak kazanç sağladıkları halde mükellefiyetlerini tesis ettirmedikleri bu vatandaşların kendi imzaları da alınmak suretiyle tespit olunmuştur. Binaenaleyh, CHP Genel Başkanı’nın Fatsa-Ünye arasındaki yol güzergâhında karşılanması sırasında bazı vatandaşlar adına vergi tarhedilmesi gibi bir hâdise mevcut değildir. Hâdise, yıl içinde her zaman yapılagelmekte bulunan bu gibi yoklamalardan birisinin de 14.V. 1952’de yapılmış olmasından ve vergi dışı kaldıkları anlaşılan muhtelif sanat ve meslek sahipleri meyanında davul ve zurnacıların da bulunmasından ibarettir. Nitekim aynı tarihte yapılan yoklamada seyyar marangozluk, müteahhitlik, seyyar manifaturacılık ve seyyar hazır elbisecilik ile iştigal ettikleri halde mükellefiyetlerini tesis ettirmiyen kimseler de tespit edilmiştir.
Cevap 2. Bu tarihte yapılmış olan yoklamalar dört zurnacı ile bir davulcunun öteden beri davul ve zurna çalmak suretiyle kazanç sağladıkları tespit edilmiştir. Bu gibilerin yaptığı iş, Gelir Vergisi Kanunu’nun 49 ve müteakip maddelerindeki tarifata uygun serbest meslek faaliyetinden ibaret olup vergileri, salâhiyetli komisyonlarca (Takdir Komisyonları) tespit edilmiş olan götürü matrahlar üzerinden tarhedilmektedir.
Ordu Vilâyeti Takdir Komisyonu tarafından Fatsailçesinde bu şekilde çalışanlara ait olarak 1951 ve 1952 yılları için gündelik 2 lira kazanç takdir olunmuş ve vergi dairesince bu miktar esas olmak üzere vergi tarhedilmiştir. Bu şahıslar, en az geçim indirimi için gereken karneyi almadıkları ve vergilerini vaktinde müracaat ederek tarhettirmedikleri cihetleri biri 1951 ve 1952 yılları için 2 yıllık ceman 222 lira vergi salınmış ve 111’er lira kusur cezası kesilmiştir. Bu mükellefler vaktinde medenî hallerini ve aile durumlarını gösterir karne alıp usulü dairesinde tescil ettirmiş olsalar idi, haklarında en az geçim indirimi hükümlerinin tatbiki suretiyle namlarına hiç vergi tarhedilmesi de mümkün olurdu. Bu kimseler, namlarına salınmış olan vergilere ve kesilen cezalara mahallî itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunmuşlar, mükelleflerden birisi (Kâzım Kartal) hariç olmak üzere, diğerlerinin 1949’dan beri düğün ve bayramlarda davul ve zurna çalarak kazanç sağladıkları, ayrıca yapılan idarî tahkikatla da (ihtiyar heyetleri, bucak müdürlüğü ve belediye vasıtasiyle yaptırılan tahkikat) sabit olduğundan namlarına salınan vergiler ve kesilen cezalar mezkûr itiraz komisyonunca tasdik edilmiştir. Mükellefler mezkûr komisyon kararı aleyhine temyiz komisyonuna müracaat etmiş olup (24.III.1953) itirazlarının bu mercice incelenmekte olduğundan muamelenin kaza mercilerince verilecek son karara göre intaç edileceği şüphesizdir.
Cevap 3. Bir zurnacı hariç, diğerlerinin yaptıkları itirazlar itiraz komisyonunca ret ve matruh vergiler tasdik edilmiştir. Bu tasdik kararları ile birlikte tahsili lâzımgelen vergi ve cezalar mükelleflere ayrıca tebliğ edilmiştir. Vergiler 1951 ve 1952 yıllarına ait olup taksit süreleri de geçmiş bulunduğuna göre tahakkuku tekemmül etmiş bulunan mezkûr vergiler tahsili vacip hale gelmiş bulunmaktadır. Ancak mükellefler itiraz komisyonu kararı aleyhine temyize gittiklerine göre bunlardan, icranın tehirini usulü dâhilinde talep etmiş ve bu talepleri de mezkûr merci tarafından kabul edilmiş bulunanların vergilerinin, komisyondan karar çıkıncaya kadar, tahsili cihetine gidilmiyeceği izahtan varestedir.
Atıf TOPALOĞLU (Ordu) – Muhterem arkadaşlar, Sayın Bakan’ın vermiş olduğu izahata müteşekkir kalmakla beraber, Sayın Bakan eğer bu kürsüde partizan bir zihniyetle tarhedilen bu vergilerin bir müfettiş vasıtasiyle tetkik ettirileceğini, bir tahkik konusu yaptırılacağını beyan buyursalardı, Meclis-i Âli mesut ve bahtiyar olurdu.
Şimdi Sayın Bakan, Ordu vilâyetinden bu verginin ne suretle tarhedilmiş olduğunu sordular. Elbette minareyi çalan kılıfını hazırlar, çalgıcılık, kanunda, Seyyar Esnaf Vergisi’ne girer. Kanunu eşkâl bu kadar basit. O zamanki valinin Ordu Gazetesi’ne verdiği bir cevabı size söyliyebilirim. 5451 Sayılı Kanun’un 53 ve 93’üncü maddelerine göre vergi tarhedilmiş denilmektedir.
Arkadaşlar; mümkün olsa da bu davul ve zurna çalan vatandaşları Meclis-i Âlinin huzuruna bir defa getirebilsek. Bunlara vergi tarhetmek değil, bunlara ne suretle yardım yapılacağını düşünmek bizim vazifemizdir arkadaşlar.
Şimdi 14-15 Mayıs 1952 günü ben de CHP Genel Başkanı ile beraber Ünye-Fatsa arasında seyahatte bulunuyordum; binlerce vatandaş Genel Başkan’ı karşılamaya gelmişlerdi. Otobüsün içerisinde 4-5 vatandaş davul, zurna çalıyordu. Ben gözümle gördüm arkadaşlar, tahsildar geldi, otobüsü durdurdu, bu davul ve zurna çalan vatandaşların isimlerini kaydetti, vergi almak için.
Fatsakazası tesis edileli 60-70 sene olmuştur. Bu memlekette millî bayramlarda, millî günlerde davul, zurna çalan vatandaşlara 60-70 senedir vergi salınmamıştır. Fatsa maliyesi, Ordu maliyesi tetkik edilsin, bu tarihe kadar, 14 Mayıs tarihine kadar, zurna vergisi adı diye bir vergi tarhedilmiş ve haklarında bir muamele yapılmış ise ben Bakan’dan özür dilerim, sözlü soruyu yanlış getirdim derim. Fakat suret-i kat’iyede burada partizan zihniyetle hareket edilmiştir. Neden? Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nı davul zurna ile karşılamaya gelmişler. Davul zurna çalan vatandaşların isimleri Ahmet Çay, Mustafa Maden, Kâzım, Ahmet vs.’si 6 kişidir. Arkadaşlar, bunlardan Kâzım ismindeki vatandaş birçok yerlere başvurduktan sonra Demokrat Parti’ye giriyor, Demokrat oldum diye müracaatta bulunuyor, vergisi kaldırılıyor.
Eğer bu haksızlık mevzuu mahallinde önlenmiş olsa idi, ben Meclis-i Âli’ye bu sorumu getirmezdim. Bu vergi salınalı bir seneyi mütecaviz bir zaman geçmiştir. Demişimdir ki, kaymakam anlayışa gelir, malmüdürü anlayışa gelir ve bu vergiyi ortadan kaldırır. Fakat bu olmamıştır. İçimizde Fatsa‘da kaymakamlık yapan arkadaşlarımız vardır. Kendilerini işhat ederim, Fatsa‘da Cumhuriyet bayramlarında, 23 Nisan bayramlarında köylerden kasabaya davulcu, zurnacı getirilir. Bunlardan bir defa vergi alınmamıştır. Üstelik bu köylerde davul ve zurna çalan vatandaşların tarlalarından aldıklarından, istihsal ettiklerinden değil, güya davul, zurna çaldıklarından ve kazanç temin ettiklerinden dolayı vergiye tâbi tutuluyorlar. Halbuki bunların davul ve zurna çalmaktan herhangi bir kazançları mevzuubahis değildir. Zaten senelik gelirleri 333 lira dahi değildir. Bir zurnanın maliyeti ise 2,5 liradır. Zurnanın kendisine vergi tarhedilmemiş, arzettiğim gibi zurnacılıkla iştigal ediyor, seyyar esnaftır diye vergi tarhediliyor. Günah değil mi? Bir vatandaşın siyasî akidesi başka bir partiye mensup diye ona resmî kanallardan vergi tarhetmek suretiyle vicdanını tazyik etmek herhalde Yüksek Meclis’in tasvibedeceği şeylerden değildir. Bu yol eskimiştir. Bu yollar bizim memleketin ufuklarından uzaklaşmalıdır. Vatandaş itiraz ediyor, bunu zaten tertip eden Fatsa‘da DP mümessili kaymakamdır, komisyonun başkanıdır. Mal müdürü, ticaret odasından bir üye, belediyeden bir üye olmak üzere komisyon dört kişiliktir. Komisyon üyelerinden belediyeden ve ticaret odasından gelen üye kaymakamla mücadele ediyor, kazanç maksadiyle yapmadı diye ve mal müdürüne itirazda bulunuyorlar, fakat dinliyen kim?
Devam edecek
KAYNAKÇA :
5ÖZTÜRK, Kâzım – Türk Parlamento Tarihi, TBMM IX. Dönem 1950 – 1954, V. Cilt, 1436 sh., 1998, Türk Parlamento Tarihi Araştırma Grubu, TBMM Vakfı Yayınları No. 27, sh. 6477 – 6484.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.