son haberler

Gaytansız Dünya’nın Tentürükleri

Yayınlanma Tarihi: 15 Mart 2019 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Etimolojisini açığa çıkaramadığım nâdir kelimelerden birisi de Ünye Ağzı’ndaTOPAÇ’ın eşanlamlısı olarak sıkça kullanılan yöremize has TENDÜRÜK ve TENTÜRÜK kelimeleridir. Ünye’mizin köşe yazarlarından Sayın Abdullah US Abimizi Ankara’daki evinde ziyârete gittiğimde bu konuyu açmıştım ve ondan “Döndürük ve Tendürek” ön bilgilerini almıştım. Yazılarını yayımladığı gazetede aynı kelimeleri ihtiva eden köşe yazısı ve benzer yorumları da daha önce okumuştum.

Gabaralı ve Tendürük kelimeleri yan yana zikredilince Gabar Dağı ile Tendürek Dağı ister istemez çağrışım yapıyor. Acaba, Ünye’ye ilk topacı getiren ve Ünyelilere tanıtan kişiGabaralı ve Tendürek Dağı civarında yaşayan birisi olmasın? Topacı ters çevirdiğinizde görsel olarak bu dağlara benzer bir görüntü de ortaya çıkmakta. Topacın Anadolu’da aldığı yüzlerce farklı isim tetkik edildiğinde bu isimlerin kimisinin topacın biçimini (fıçı, arşak, kirmen gibi) kimisinin dönme eylemini (döndürük, dönergeç, deveran gibi) kimisinin çıkardığı sesi tanımlarken (fırıldak, cızdırak, vızırdayak gibi) kimisinin de hareketlerinden dolayı bazı hayvanları (maymun, ayı, dana gibi) tanımladığını görebiliyoruz.

Ünye’de Lâzlar, Gürcüler, Rum ve Ermeniler de popülasyonda mevcut olduklarından bu kelimeyi onların lisanlarında da araştırmak gerekir diye düşünüyorum. İlâveten, Fransızca La Teinture (Tentür = Boya) kelimesi ile Tentürük arasında bir bağlantı kurulamamıştır.

Topaçlar, malûmunuz olduğu üzere gürgen, şimşir gibi sert ve dayanıklı ağaç malzemeden tornada çekilerek yapılan; ucunda kalın bir çivi veya kabarası bulunan; ip (kaytan), kamçı veya parmakla döndürülen; dururken dengesiz, dönerken dengeli konum alan, konik biçimli ahşap oyuncaklardır.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen M.Ö. VIII. yüzyıla ait Hatti İmparatorluğu ve kültürünün devamı olan bir Hitit kabartmasında Kargamış Kralı Araras’ın çocuklarının topaçla oynadığı görülmektedir. İlk Türkçe sözlük olarak kabul edilen DîvânuLugâti’t-Türk’te geçen “topık” kelimesi ise hem Türklerin oynadığı polo benzeri “çevgen” oyunundaki top için hem de topaç için kullanılan bir sözcüktür.1

Yüzlerce yıldır Türkiye’de de çocukların başlıca oyuncağı olduğunu bildiğimiz topacın, bildiğimiz kadarıyla kayıt altına alınmış yazılı bir tarihçesi ne yazık ki yok! Bu güzel oyuncağın M.Ö. II yüzyılda Mısır’da da oynandığına dair bulgular mevcut. Milâttan önce yaşamış Roma’nın önemli devlet adamı, aynı zamanda Lâtin edebiyatının ilk yazarlarından olan MarcusPorcius CATO, “Ey anne ve babalar, eğer çocuklarınız konusunda dertlerden kurtulmak istiyorsanız, onlara birer topaç alın. Böylece çocuklarınız kötü alışkanlıklardan kurtulur, iyi birer vatandaş olma yolunu bulurlar.” diye seslenmiş.”2

İstanbul’da açılan “Kaytansız Dünya” adlı topaç sergisini düzenleyen ve Tarsus’ta yaşayan yazar ve ressam Remzi KARABULUTTarihî değeri olan varlıklar gibi ne yazık ki topacı ileride önem kazanır diye alıp uzun süre koruyan olmamış. Dolayısıyla her yüzyıla tanıklık eden bir modele kavuşmak mümkün değildir.” diyor. Karabulut’un 3000 yıllık tarihi olan bu değerli oyuncak koleksiyonunu daha geniş bir kitleye sunma fikri hoşumuza gitti. Anadolu’da ortaya çıkan topaç zamanla gelişerek diğer ülkelere de yayıldı. Bu sergiyle topacın çömlek, taş, ahşap, bambu ve pişmiş toprak gibi çeşitli maddelerden yapılabildiğini de öğrenmiş olduk.3

İngilizce whipping top, Fransızca la toupie, Almanca kreisel kelimeleriyle ifade olunan topaç hem Asya‘da hem de Avrupa‘da yüzyıllardır bilinir. Asya’da yemiş kabuklarından ve taşlardan yapılmış topaçlara da rastlanır. Japonya’da yüzyıllardır yetişkinler arasında da çocuklar arasında olduğu kadar yaygın bir oyundur. Antik Yunanlıların ve Romalıların tahta ve terrakottadan topaçlar yaptıkları bilinmektedir. Shakespearedönemi İngiltere‘sinde, köy meydanında ısınmak için oynanan büyükçe bir topaç bulundurulurdu. Napolyondöneminde Ko-en-gen isimli Çin oyunu Avrupa’da Diablo olarak tanındı ve büyük bir moda haline geldi. Bu oyunda Şeytan‘ı temsil eden topaç, etrafına sarılan kırbaçla döndürülüyor, sonra kırbaçla yeniden yakalanıyordu. Yeni Zelanda‘daki Maori halkı su kabağından uğuldayan topaçlar yaparlardı. İnlemeye benzer sesler çıkaran bu topaçlar ölülerin anıldığı törenlerde veya rakip kabilelere büyüyaparken kullanılırdı. Altı köşeli topaçlar geçmişte, her bir yüzüne rakamlar koymak suretiyle zarolarak da kullanılırlardı. Günümüzde de köşeli benzer topaçlar bazı kumaroyunları için kullanılırlar.4

Türkiye’de topacın yüzlerce farklı adı olduğu söyleniyor. 200’ün üzerinde farklı isimle bilinmektedir. İsimlerin çeşitliliği topacın Anadolu’daki yaygınlığının bir göstergesidir. Bunlardan bazıları ve kullanıldığı yerler; Alalı, Angırşak, Arşak(Karacabey, Orhaniye), Atma, Ayı, Bireyme, Bozanak(Bafra), Cızdırak, Coz(Öşek), Çevirgeç (Susurluk), Çevirgen (Adapazarı), Çıttır, Çini (Taşoluk, Göksun), Dana (Senirkent, Demirci), Değirme (Büyükkızılhisar), Deleme (Üsküdar, İsmetpaşa, Gürün), Delemen(Şarkışla), Delese(Peşrefli), Deneme, Develeme(Malatya, Akşehir), Deveme (Ağın, Kilis, Hartlap, Adana), Deveran, Dolama, Doma, Dozillik(Tirebolu), Dölenbek(Tire), Dönbaba, Döndirek(Edremit, Kilitbahir), Döndürek(Edremit, Bursa, Limasol), Döndürük(Bozan, Eskişehir, Edirne), Dönek (Hayrabolu), Dönergeç, Düğeme, Düyeme, Faka, Feşel, Fıça(Kınık, Bozan), Fıççı, Fıçı (Kızılköy, Sarıbeyler, Sivrihisar, Güdül), Fırça (Konya), Fırdöndü, Fırfır, Fırfıra (Van, İncesu), Fırfırık(Düzce, Oltu), Fırık(Malatya), Fırıldak (Kızılcın, Konya), Fırıncak(Ermenek), Fırınleş, Fırıştak(Afşin, Ortaköy), Fırla, Fırteleş, Fıtça(Sakaköy, Yukarıdinek, Kötürnek), Fiççe(Yalvaç, Şarkikaraağaç), Firman (Uşak, Kütahya), Firmen, Firtak, Fitçe (Akdağ, Gücüllü), Fol, Havuç, Hodak(Kümbet), İştiban(Edirne), İştifan(Edirne), İştufan, Katır (Karamanlı, Büyükafşar, Kırşehir, Niğde, Karaman, Mersin), Kaytan, Kırgış, Kırıştak(Kösetaş), Kırlangıç, Kirildik(Yaykın), Kiriştek, Kirmen, Kirildek(Alaşehir), Kirildik(Yaykın), Kobak, Köçek (Balıkesir), Köşek, Kriştek, Küsse (Beyşehir), Lok (Erzurum), Matak(Yenikışla), Maymun (Zile, Vezirköprü, Amasya), Mılı(Muradiye, Haralaköy), Mırak(Sama), Momo, Mozik(Karakocan), Muçu(Manisa, Eskişehir), Muşkuldak(Dudaş), Muzip, Pımpır(Kızılhisar, Nazilli, Ayvalı), Pırfangaç, Pırla (Yassıören, Emircik, Bağyaka), Pırlak (Bayat, Aziziye, Kayapınar), Pırlangaç, Pırlangıç (Harazalar, Asker – Mesudiye), Sohur, Sözünek, Şabak, Şamalık, Tendürük(Ünye), Tentürük(Ünye, Sinop, Çarşamba), Tırıldak(Kandıra, Aliköy, Çanıllı), Tırlak(Kırıklı), Tintini(Gaziantep), Titrek, Toka, Topaç, Tostot, Totik, Tölek, Tutturamanço, Vırıldak, Vızık, Vızıldak, Vızırdak, Vızırdayak, Vızvız ve Yanardöner’dir.

Ünyeliler bu oyuncağın ucu sivri çivili olanına TENTÜRÜK ya da TENDÜRÜK, kabaralı olanına da TOPAÇ derler. Kabara, ucu mantarımsı iri başlı, özel bir çividir. Anadolu’da genellikle kabaralı olan topaçlar yaygınlık kazanmıştır.

Kaytanın (tentürük ipi),tentürüğün tepe zıvanasından dolanıp gövdeden aşağı inilerek çivinin hemen üzerinden başlayıp, boğumlar arasında hiç boşluk kalmayacak şekilde topaca paralel sarılması ve hızla fırlatılarak yerde döndürülmesi, düşünüldüğü kadar kolay değildirve maharet ister. Ünye’de ‘kamçılı maymun’ oynanmaz, yani kamçılı ip kullanılmaz.

Ünye’de oynanan bazı tentürük oyunları: 1. En uzun süreli döndürme, 2. Daire içerisinden kaçırma, 3. Daire içinden çıkarmama, 4. Dimde yatan tentürüğe vurma.

Bazı tentürük terimleri:Almaşar (almaşarınaoynarkeneginesıçurtmuşlaroolanı), Çivi, Dim (elleşme, daadimden çıkmadı!), Kabara (ununkisi gabaralu), Kabak (ginegabakatdıgöriimun?..gabak sallamada üsdüne yok!), Kaytan (tentürüün ipiniföltek sarma oolum), Tornada Çekme, Uyuma (uyii lan!), Vınlama (amma vınnii ha!), Yarmacasına (senin tentürüüyardumuşun, he mi?), Yatmak (aha da dimdegaldı, yat bakiym!).

Tentürük ve benzeri çocuk oyun ve oyuncaklarını kaleme alıp hayata geçirerek yeni nesle tanıtma ve geleceğe aktarma düşüncesi sanal GOOGLE ÜNYELİLER GRUBU’nun (Ü-STP) Av. Kadir ÖZDEMİR sponsorluğundaİstanbul, Beyoğlu Dilek PeraRestaurant’da09 Haziran 2007 tarihinde yaptığı ilk toplantıda alınan prensip kararlarının bir sonucu olarak gündemdeki yerini almış ve gelenekselleşmişti.5

Ünye’de 28 Temmuz 2007’de gerçekleştirilen Ünye 15. Uluslararası Kültür, Sanat ve Turizm Festivali’nde Rasim ÖNDERSEV’in ilk Tentürük Ağası seçildiği ve Jüri Başkanlığı’nı M. Ufuk MİSTEPE’nin yaptığı, Tentürük ve Pıtık Hakemliğini de Alparslan ÖZ’ün gerçekleştirdiğiilk TentürükTurnuvası’nda Kore Gazisi Yalçın TAŞÇIOĞLUTentürük Yarışması Birincisi seçilmişti.

Akabinde “Yaşanabilir Bir Ünye Projesi”nin ilk adımlarından biri olan bu halkbilimsel çaba “Ünye’nin Dünkü Çocukları”nın gayretleri ile başarıyla günümüze dek ülke çapında folklorik ve tanıtımsal işlevini yerine getirmiş oldu.

Çocuk Oyun ve Oyuncakları Müzesi’nin de hayata geçirilebilmesi dileğiyle…

KAYNAKÇA :

1T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı – Alıntı: Geçmişten Geleceğe Yaşayan Kültür Mirasımız Türkiye Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanterihttp://aregem.kulturturizm.gov.tr/TR-131503/topac.html

2CABA, Ülker Yılmaz – Çocukluk Oyunudur Topaç Çevirmek, Yeni Asya Gazetesi, 19 Şubat 2018,http://www.yeniasya.com.tr/kultur-sanat/cocukluk-oyunudur-topac-cevirmek_454121

3Kaytansız Dünya, İstanbul Saint Michel Özel Fransız Lisesihttp://sm.k12.tr/kaytansiz-dunya/

4VİKİPEDİ – Topaç,https://www.turkcebilgi.com/topa%C3%A7

5MİSTEPE, M. Ufuk – Ünye Sivil Toplum Plâtformu’nun Ayak Seslerihttp://unyezile.com/unyeailefoto1.htm

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku