Yayınlanma Tarihi: 3 Şubat 2017 — okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir.
Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren Akçiçek,kardeş imgesi üzerinden bir kez daha bizi bu ontik(varlıksal)acıyla buluşturur.Çevremizde insan kimliğimizi ve varlığımızı bütünleyen bir kardeşin “acıya akran” kılınması ,yaşanmışlıkların bizde bıraktığı tortuyu geçmişe hapseder.Çocukluk acılarını kendi şiirsel tarihine bir köşe olarak kılan Akçiçek’in bu acıyı paylaşan kardeşi de bir şiirsel imge olarak varlıklaştırması acının ve hüznün şiirindeki çok boyutluluğu da imler.Kardeş sevgisi,bütünlenen bir aile imgesi oluşturduğu gibi,bir insanın gidişinden doğan boşluğu da saklar.Tüm bu paylaşılan yaşanmışlıkların oluşturduğu derin birliktelik onunla biriken ve çerçevelenen zamana bir âh uğultusudur.Yitirdiklerimiz “vakitsiz âh”ların doğumuna da sebeptir.Başlayan boşluk bizi de etkisine aldıkça tüm aile fotoğrafı gözyaşının tarihine dönüşür.Sıcaklığını ve sevgisini hissettiğimiz kardeşe ağacın dışında değil,içinden baktıkça kaderin bükülmez çeliği Akçiçek’in şiirlerinde acıyı daha da eğitir.Yaşamımızdaki herkes eğitir bizi.Kardeş ise daima anneye eğitir.
XXII.Patiska,bir annenin yitirilişinden arta kalan kader ve keder burgacıdaki acı yüktür.
Özellikle “İnce Hüzünler Senfonisi” ve “Yakamıza İlişen Rüzgar“da derinleşen anne imgesi Patiska’da da Akçiçek’in şiirsel evreninin temellerinden birini oluşturur.Çocuk ve çocukluktan sonra şiirlerinin imge dünyasında önemli bir yere sahip olan anne imgesi,sadece Akçiçek’in yaşamına dahil değildir.O,çevresiyle oluşturduğu varlıksal bütünlük çerçevesinde annenin yitirilmesinde ortaya çıkan hüznü de başkaca insanların duygularından şiirine devşirir.Bu anne unsurunun daima ön planda tutuluşu bize, yine, babanın küçük yaşta yitirilişinden doğan anneye sığınma psikolojisini de betimler.Salih Okumuş’la yaptığı bir söyleşide belirttikleri aslında anne motifinin Akçiçek’in şiirlerindeki yerini de sağlamlaştırıyor:”Evet,anne imgesi şiirlerimde yoğun olarak yer almıştır.Anne,çocuğa en yakın motif…Aslına bakarsak benim dünyamda da anne bir jeneriktir.Çocuk ruhunun şekillenmesinde annenin inkar edilemez etkileri söz konusudur.Bizi yoğuran ,hayata hazırlayan anne terbiyesi ve anne öğüdüdür.Çocuk ruhumuz ancak anne kokusuyla diri kalabilir.Yaşamın dayattığı tüm kirlenmelere karşı çelik bir zırh gibi kuşanabiliriz anne kokusunu.Büyümenin verdiği acılara,bünyemizde açtığı yaralara;dahası kanayan her uzvumuza anne sözcüklerini bir merhem gibi sürebiliriz.Bu çağda çocuk kalmanın başka reçetesi var mı?Varsa bile ben bulamadım.”(1)
“İnce Hüzünler Senfonisi(2)“nden alınan şu dizeler bile annenin bir şairin bilinç altında ve duygu dünyasında oluşturduğu psikodinamik yerleşmeyi anlamaya yeter sanırım:
*”Denizden kum çalıyorlar anne
Benden seni.”
*”Telefonda bile olsa
İyi gelir
Anne sesi duymak
Sol göğsünde bir sancıyla
Kıvranan çocuklar için”
*.”Senden habersiz
Sesini biriktiriyorum
Anne”
*”Sen hep güzeldin anne
Ağlarken bile…”
*”Anne dedi bir oğul
Kabuğu düştü yaranın”
*”Beni çok yoruyor anne
Göğsümde uyutmak
Her gece bir yanardağı.”
*”Güllerin kanadığı yerde karşılar
Hayat anneleri.”
*”Beni tam yıkamamışsın anne
Parmaklarım dökülüyor
Dokundukça tenine”
*”Sana saklıyordum
Oysa omzumu anne
Başını yaslayacağın
Günler için”
*”O ceviz sandıkta kaldı
Beyaz bir tülbende sarılı
Düğümlenmiş göbek bağım
Beklerim şimdi bağlasın diye
Beni ellerine
Biber sürdüler kalbime anne.”
*”Anne,
Saçlarından mı çıkılır
Gökyüzüne?”
*”Ölümü biz gömdük anne
Yedi yaşındaydım henüz”
*”Biz uyurken annelerimiz
Göğüslerinde kalan
Birkaç damla sütü
Serpiyor sesimize.”
*”Annem olsa gerek ömrüme yol haritası”
Bunun yanında,”anneliğin çocuğa bu yol haritası olma halinin” lirizmini Patiska’da da izlemenin mümkün olduğunu belirtmiştim.Aradan geçen yıllar anne imgesi üzerinden Akçiçek’te dilin özgün yanını keşfeden bir duyarlığı da beraberinde taşımıştır.Onun Patiska’sında anne bazen bir sevgi ve mutluluk şehri iken bazen de hüzün gettosunda yitirilen kırmızı bir uçurtmadır.”Annemin Halleri” şiiri, bazen anne yüreğine ulaşamayan çocuğun annesinin yüreğine işledikleriyle hayata tutunma sancısını hissettirir bize.Daha evvel da belirttiğim gibi bu Akçiçek’ta varoluşsal bir açılımdır.Kendi varlığını felsefi düzlemde sorgulamasa bile,varlığının anne aynasından yansımalarıyla özgül insanlık hallerini duyumsatır bizlere:
“Anne sokağa çıkıyorum,yani hayata
Üstümde,etime iğnelediğim kahkaha.”
(Devam edecek…)
Yararlanılan Kaynaklar
1- Gökhan Akçiçek,Ordu Şairleri Antolojisi,Kumdan Yazılar Kitaplığı,Şubat-2008,s.110-111.
2- Gökhan Akçiçek,İnce Hüzünler Senfonisi,Kumdan Yazılar Kitaplığı,Ağustos-2005.