son haberler

Her Taşın Altındaki Evanjelist ve Siyonist Şeytan! – I

Yayınlanma Tarihi: 7 Eylül 2018 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde misyonerlik faaliyetlerinin büyük bir bölümü Amerikan Board Misyoner Cemiyeti(American Board of CommissionersforForeignMissions) ve Genç Hristiyan Birliği Örgütü(YoungMen’sChristianAssociation)tarafından yapılmaktaydı.1 Bu örgütler Müslüman halkın ilgisini çekebilmek ve kirli emellerine ulaşmak için eğitim, sağlık ve sporu Şeytan Üçgeni olarak tepe tepe kullanmışlardır.Tıp misyonerliği İncil yayıcıları arasında özellikle halkta her kesime ulaşılması anlamında en önemli yöntemdi. Misyonerler doktorluk yeteneklerini, tedavi ihtiyacı olan insanlara Hristiyanlığı anlatmak için fırsat olarak gördüler(ABA, Reel 704, No: 580). Doğuyu Hıristiyanlaştırmada sağlık misyonerliğinin etkisi en dayanılmaz güçler arasında gösterilmektedir.

Osmanlı topraklarının hemen her köşesinde faaliyet gösteren kurumların, bağlı oldukları misyonerlik örgütlerinin mensup oldukları ülkelerin başında Avrupa’nın önde gelen (başta Fransa olmak üzere İngiltere, Avusturya, Rusya, İtalya ve Almanya) ülkeleriyle birlikte2Türk ve İslâm Dünyası’nın bir numaralı düşmanıAmerika Birleşik Devletleri yer almaktadır.

Osmanlı Devleti zayıflayıp gerilerken, misyonerlik faaliyetleri maddî olanaklarını artırmış, dinî amacının dışında emperyalizmin öncülüğünü de üstlenmiştir. Osmanlı toplumunun çeşitli din ve ırktan oluşan çoğulcu bir yapıya sahip olması ve bu yapı içerisinde Müslüman olmayan tebaaya din, dil, örf, âdet ve geleneklerde gösterilen hoşgörü¸ Osmanlı topraklarını misyonerlik faaliyetleri için câzip hale getirmiştir.3

Gerek İmparatorluğun geleneksel yapılanışının – ekonomik ve siyasî anlamda – Batı karşısında çözülüşü ve gerekse uzun süren savaşlar ve ayaklanmalarla nüfusun kırılışı ile Türklerin yaşam standartları düşerken, Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülüşünün imparatorluğu oluşturan farklı dinlerden topluluklardan Hıristiyan olanlar için örneğimizde Ermeniler için pozitif seyreden bir süreç olması herhalde içe kolayca sindirilerek yaşanmadı. Anadolu’da Ermenilerin yaşam standartlarındaki yükselmenin bir kaynağı ticaretse bir diğeri okullar ve özellikle (dinî eğitim veren okullar ve öğrencilerinin genel toplam içerisinde ancak mütevazı bir payının olduğu)Amerikan Okullarıdır. Ermeniler bu okullarda hem yabancı yatırımlarda, ticarette ve hem de devletle ilişkili alanlarda çalışabilmelerini sağlayacak bir donanım edindiler.

Osmanlı İmparatorluğu’nda 1869 sonrası açılmaya başlanan Sanayi Mektepleri, misyon okullarında aldıkları eğitimle Ermenilerin neredeyse “tekel” oluşturmaya başladıkları belli başlı zanaatlarda Müslümanları yetiştirmek amacıyla kuruldu. Anadolu içlerinde gösterişli kiliseleri, okulları, yardımevleri, dispanserleri ile yükselen ve yerli çalışanlar olarak Ermenilere dayanan Amerikan kurumları, bu gerilimi arttırıcı bir etkide bulundu. Öte yandan, hem devlet hem de halk için Balkanlarda başarı ile gerçekleştirilen; önce ayaklanma sonra uluslararası desteği arkaya alarakulus-devletini kurma senaryosunun Anadolu’da da hayata geçirilmesi riski mevcuttu. Ermeniler söz konusu olduğunda yaygın kurumları nedeniyle Amerikalılar, yabancı güçler arasında hatırı sayılır bir yere sahip görünmektedir.6

1819/20 yıllarında Osmanlı ülkesine gelen Amerikan Board misyonerleri öncelikle Osmanlı ülkesinde coğrafî, demografik, ekonomik, sosyal ve kültürel incelemeler yapıldıktan sonra çalışmalarını başlatmışlardır.

Eğitimlerine devam eden Osmanlı Hıristiyan azınlık ailelerinin çocukları; beyinlerinin hertaze bilgiyi zorlanmadan alabileceği, eğitilmeye, etki altında bırakılmaya en uygun dönemlerini Amerikan vatandaşlarının idaresi altında geçirmişler ve zihinleri onların ellerinde şekillenmiş ve böylece ekonomik olarak yüksek bir hayat standardı yakalama, idarî olarak devlet kademelerinde etkili bir yer elde etme şansı bulmuşlardır.2 Zaten 1492’den itibaren Enderun’da yetişenlerle Sefarad Yahudilerinin torunları Sabetaist Dönmelerüst bürokrasiyi tümüyle ellerine geçirmişler, Türkleri dışlamışlardı.

Misyonerler, 1820’li yıllarda Müslümanlar arasında çalışmalarının hukuken imkânsız olduğunu farkettiler. 1831 yılında William GOODELL’ın İstanbul merkezini kurmak üzere atanmasıyla oluşan Türkiye Misyonu, aralarında faaliyette bulunulacak topluluklar olarak Rumlar, Ermeniler ve Yahudileri belirlemişti.6

1850’li yıllar Amerikan Board’un Osmanlı topraklarını harita üzerinde ve zihinlerde parçalara ayırarak misyon şemasını belirlendiği bir dönem olur. Amerikan Board’un 1850 yılına kadar Osmanlı topraklarında sürdürmüş olduğu faaliyetler, Türkiye Misyonu adı altında gerçekleştirilir. Bu ad 1850 yılında Ermeni Misyonu olarak değiştirilir. 1856 yılına gelindiğinde Ermeni Misyonu kuzey ve güney olmak üzere iki parçaya ayrılır. 1860 yılına geldiğinde Amerikan Board’un temel şeması belirlenir ve Anadolu üç misyon bölgesine ayrılır: Batı Türkiye Misyonu, Merkezî Türkiye Misyonu ve Doğu Türkiye Misyonu (Bartlett, 1889).1Batı Türkiye Misyonu: Osmanlı toprakları içerisinde en büyük misyon teşkilâtı olan bu merkez; Trabzon-Mersin çizgisinin batısında kalan yedi istasyonda (Trabzon, Merzifon, Sivas, Kayseri, Bursa, İzmir ve İstanbul), Trakya bölgesinin de büyük bir kısmını içine alarak örgütlenmiştir.7

Anadolu’da Rumlar arasında yürütülen bu faaliyetlerin neticesinden son derece memnun olan Amerikan Board, 1880’lerin başında Ermeniler arasında yürütülen faaliyetleri yavaşlatarak, Osmanlı topraklarındaki diğer topluluklarla beraber Anadolu’daki Rumlar üzerinde yoğunlaşma kararı almıştır. Bu kararın neticesinde 1885 yılında Rumlar arasında yürütülen çalışmalar sonucunda bir yerli Rum liderliğinde Rum İncil Cemiyeti(TheGreekEvangelicalAlliance) organize edilmiştir. Hareketin lideri Amerika’da eğitim gören Dr.George Constantine’dir. Bu organizasyon Rumların misyonerlerle işbirliği içine girme isteğini arttırmış ve etkisini Karadeniz kıyılarında Ordu’ya kadar göstermiştir.3

Misyonerler Merzifon’da gelişlerinden yaklaşık 30 yıl sonra, bir istasyon kurmuşlardır. Merzifon’daki Amerikan Board çalışmaları sona erinceye kadar, burada oluşturulan dış-istasyonlar ve açılış tarihleri şöyle olmuştur: Amasya, Samsun, Çarşamba 1862, Ünye 1866, Zile 1876, Yağıbasan 1880, Dereköy 1884 ve Fatsa 1886. Samsun’da geçici olarak dinî kitapların satışı için bir dükkân açılmış; Türkçe, Rumca ve Ermenice dillerinde Kitab-ı Mukaddesler gidilen her yerde (Çarşamba ve Karadeniz kıyıları boyunca) misyonerlerce satılmaya çalışılmıştır.4

1875 yılında kilise bünyesindeki okulda altı Rum öğrencinin eğitim görmesine karşılık, Pazar cemaatlerine katılan Rumlara hizmet verebilmek için Samsun’dan Türkçe bilen bir Rum vaiz istenmiştir. Ayrıca Amerikan Board misyonerlerinden Ünye, Bafra, Trabzon, Fatsa ve Vezirköprü’ye yakın bir Rum kasabasından birer Rum Protestan öğretmen talep edilmiştir. Buna ilâve olarak misyonerler tarafından halk arasında dağıtılan dinî kitapların Rumca karakterli Türkçe (Karamanlıca) olarak yazılı olmasına dikkat edilmiştir. Karamanlıca:Grek harfleriyle Türkçe olarak yazılmış eserlerin diline verilen addır.4

1877 – 1878 yılında Merzifon Ruhban Okulu’nda 12’si üst sınıflarda, 10’u da alt sınıflarda olmak üzere toplam 22 öğrencinin bulunduğu rapor edilmiştir. Misyonerler tarafından çalışmalarda yardımcı olarak çalıştırılan iki öğrenci hayatını kaybetmiştir. Uzun bir süre geçmeden yine üzücü bir olaya daha şahit olmuşlardır. Yine birinci sınıftan bir öğrenci ile kış tatilinde Ünye’de Rumlar arasında çalışma yapmak için gönderilen bir başka üst sınıf öğrencisi de aynı dönemde hayatını kaybetmiştir (PABCFM, Reel 589, No.: 362-363).4

Amerikan Board misyonerlerinin dinî alandaki etkileri her ne kadar sadece azınlıklar ile sınırlı kalmışsa da modern bir yaşam tarzının oluşmasında Türk halkı üzerinde de etkisini göstermiştir (sh. 386). Müslümanlar da kendi cemaat okullarında kaliteyi artırmak ve seviyeyi yükseltmek için çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Kasabalarda okullar açmışlar, bu okulların misyonerlerin açtığı kolejlere benzetilmesi için çaba göstermeye başlamışlardır. Merzifon, Samsun, Bafra, Zile, Herek, Ordu, Tokat ve diğer şehirlerde misyoner okullarına az ya da çok benzeyen modern binalar dikilmeye başlanmış, iyi eğitimli ve yeterli öğretmenlerle ileri seviyede eğitim verilme eğilimi kendini göstermiştir. (sh. 388)4

Amerikan Board Cemiyeti, lâik eğitim çalışmalarına harcanan paraların artırılması neticesinde sadece Anadolu’da üç adet (Antep, Harput ve Merzifon) Amerikan Koleji kurulmuştur. 1886’da kurulan Merzifon Anadolu Koleji de bunlardan birisi olmuştur (NAMP, Mc T-681, Roll I, No. 20).4

Kaynakça :

1TAZEGÜL, Yrd. Doç. Dr. Ünsal – Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Dönemlerinde Misyonerlik ve Spor, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, Cilt / Vol: 7, Sayı / Issue: 1, 2018, Sayfa: 171-191.

2ALAN, Yrd. Doç. Dr. Gülbadi – Amerikan Board Okullarında Yürütülen Misyonerlik Faaliyetleri, Journal of IslamicResearch, 2007;20(4).

3ALAN, Arş. Grv. Gülbadi –PROTESTAN AMERİKAN MİSYONERLERİ, ANADOLUíDAKİ RUMLAR VE PONTUS MESELESİ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 10, Yıl: 2001.

4ALAN, Gülbadi – Amerikan Board’ın Merzifon’daki Faaliyetleri ve Anadolu Koleji, TTK Yayınları XVI. Dizi – Sayı: 112, Ankara, 2008, 650 sh.

6 DANACIOĞLU, Esra – Osmanlı İmparatorluğu’nda Amerikan Board Okulları ve Ermeniler, http://ataturkilkeleri.deu.edu.tr/pdf/dergi9-10sayi/c3_s9_esra_danacioglu.pdf

7TAŞKIN, Yrd. Doç. Dr. Faruk – Amerikan Board Misyonerlerinin Türkiye’deki Sağlık Faaliyetleri (1833-1923), Avrasya İncelemeleri Dergisi, 2017; VI/2: 149-176; bkz. İdris Yücel, “Kendi Belgeleri Işığında Amerikan Board’ın Osmanlı Ülkesindeki Teşkilatlanması”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih ABD, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri, 2005.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku