Yayınlanma Tarihi: 11 Ocak 2019 — okunma
Belki böyle bir başlık atılınca okuyan konunun nereye geleceğine dair bazı tahminlerde bulunabilir. Çünkü bu kavram birçok şey için kullanılır.
Hırsızlık en eski suçlardandır. Ancak hiç modası geçmez. Her devirde çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Ayrıca hırsızlığın suç olduğunu da çok kişi bilir.
Tam da burada bir soru sorulabilir. Söyle ki: “Ne demek hırsızlığın suç olduğunu çok kişi biliyor, herkes bilmesi gerekmez mi?”
Maalesef günümüzde bu hususta da bir çelişki var. Ne yazık ki bazı hallerde hırsızlığın suç olup olmadığını hatta hırsızlık sayılıp sayılmayacağını bilmeyenler var.
Yakın zamana kadar her hırsız yaptığı işin kötü bir iş olduğunu bilir ancak yine yapardı. Günümüzde tanımı ve tarifi değişti. Mesela bulunan şey hırsızlıktan sayılmadı. “Ben buldum benim olmalı” mantığı devreye girdi ve kayıp mallara sahip olmak bir hak oldu.
Yeni nesil ise hırsızlığı uyanıklık ile karıştırdı. Tabii burada eğitim almış olan kişiler hariç. Çocuk unutulmuş bir şeyi kendi hakkı sanabiliyor. İşin en kötü tarafı bulunan şeyleri sahibini aramadan kullanılmasının kötü bir şey olduğunu bilmiyor.
Son zamanlarda gençler arasında buna benzer hadiseler artmaya başladı. Eğer bir toplumda kötü sayılan şeyler kötü olarak bilinmiyorsa mal güvenliğinden bahsedilemez. Hâlbuki eskiden öyle değildi. Hırsızlık vakasına karışmış biri yakayı ele verince çok utanırdı. Günümüzde ise “Kime ne? Sahipsizdi” diyecek kadar neyin eğri, neyin doğru olduğunu bilmiyoruz.
Bu durumda ailelere çok iş düşüyor. Çocuklarına özellikle başkalarına ait eşyaların kullanılmasının ahlaki olmadığını öğretmeleri lazım. Bu durum böyle devam ederse kendi malımızı bile koruyamaz olur; hatta devir ilerledikçe “Niye malını bekliyorsun ve almamıza müsaade etmiyorsun” diyecek kadar ileri gidenler olabilir.
Hırsızlık cemiyetin kokuşmasında önemli suçlardan biridir. Bunu yolu da aile eğitiminden geçmektedir. Burada en çok dikkat edecek kimseler ana ve babalardır.
Zaman ilerledikçe “O da malına sahip çıksaydı, malını bekleseydi” gibi cümlelerle karşılaşırsak hiç şaşmayalım.
Günümüzde en sinsiz hırsızlık “dijital” hırsızlıktır. Bunu “umut” hırsızlığı takip etmekte olup tez elden bir çare bulunmalıdır.
Bugün başkasını soyan nesil, yarın ailesini soymaya kalkar. Her ne kadar “Huylu huyundan vazgeçmezse de” atalarımız “Ağaç yaş iken eğilir” de demiş.
Çocuklarımıza neyin eğri neyin doğru olduğunu öğretmemiz lazım. Hatta “para kazansında ne iş yaparsa yapsın” anlayışında o kadar çok kişi var ki ülkemizde; bu hiç de hayra alamet değil. Hem düzgün iş yapılacak hem herkes hakkına razı olacak. Aksi halde bozulmuş bir cemiyetin kimseye hayrı dokunmaz.
Gerçi bu haftaki konumuz hiç iç açıcı olmadı ama maalesef ahlak dışı davranışlar kanayan yaramız. Tez elden buna bir çare bulunmalı. Unutulmamalıdır ki çocuk ailede eğitilir, okulda öğretilir. Herkes kendine düşeni yapmaya mecbur. Yoksa hep beraber batarız.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.