son haberler

Köy ve Köylü

Yayınlanma Tarihi: 8 Eylül 2017 okunma

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Türkiye büyüdükçe, geliştikçe doğal olarak mevcut şartlar da değişiyor. Uzun yıllardır köylü vatandaşlarımızı eleştiriyordum. Köyde yaşayıp da süt, yoğurt, tavuk, yumurta ve hatta sebze-meyve çeşitlerini şehirdeki pazarlardan veya marketlerden almalarına çok kızıyordum. Ancak geçen ay yaptığım iki köy ziyaretinde ve bu ay kendi köyümde yaptığım sohbetlerde dikkatimden kaçan çok mesele olduğunu yeni fark etmeye başladım.

Evet köyde, köylüde ve köyde üretilen ürünlerde bir sorun var. Bu doğru ama bu sorun bireylerin kendi başlarına çözebileceği bir sorun değil.

Köyde sorun var. Araziler işlenmiyor, hayvan beslenmiyor. Köylüde sorun var. Birlik olmayı, pazarlamayı bilmiyor, stratejik davranamıyor, araştırma yapmıyor. Çünkü eğitimsiz ve cahil. Köyde üretilen üründe sorun var. Çünkü birçok ürün maliyetini kurtarmıyor. Gübre, ilaç, yem gibi temel ihtiyaçlar çok pahallı. Bir de üstüne amele-işçi gibi fiyat koyacak olsanız üretmek imkansız hale geliyor. Gidip marketten almanız çok daha kolay, rahat ve ucuz. Öyleyse soruna hangi pencereden bakmalıyız? Yaptığım onca sohbetler arasında bir köylünün söylediği söz neredeyse kafamdaki bütün sorulara cevap oldu. Anladım ki meseleye yüzeysel bakmakla sorunun kaynağına inemiyorsun. Köylüye sordum, “yahu arkadaş neden sağılır bir hayvan beslemiyorsun? Baksana koca köyde sadece bir kişide var o da çok uzakta.” Verdiği cevaba bakın, “Abi ben enayi miyim? Çocuğum akşama kadar onu otlatacak. Hanım temizliğini yapacak. Onu sağacak, Sütünü, yoğurdunu, yağını hazırlayacak. Bir inek iki elemanı elinden alacak. Abicim yevmiyeye gitmek çok daha karlı…”

Bu cevap şu gerçeği ortaya koymuştur. Evet, inek, tavuk köyde besleniyordu. Evet, sebze-meyve köyde üretiliyordu. Ve bunlar yan ürünlerdi. Bir de yöresine göre ana ürün yani fındık, mısır, buğday, pamuk her neyse o da ekilip biçiliyor veya toplanıyordu. Ama bu işler geniş aile yapısı ile olabiliyordu. Şimdi o hayat bitti. Artık dede torun yan yana değil. O zaman hanede 7-8-10 kişi yaşarken şimdi 2-3 kişi ancak yaşıyor. Çekirdek aile yapısına dönülmüş. Hal böyle iken inek, tavuk besleyeceksin, sebze yapacaksın, ürün yapacaksın. Bu olacak iş değil. Git marketten al. Gerçekten çok karlısın.

Çare var mıdır? Var tabi ki devlet olaya el koymalıdır. Nasıl mı? İki örnek vereyim. Yöremizden yumurtayı devlet 1 liradan alacak. 50 kuruştan satacak. Fındığı 15 liradan alacak. Gerekiyorsa 10 liradan satacak. Yani devlet köyü, köylüyü ve köyde üretilenleri cazip hale getirecek. Süspanse edecek. Gördüğü zararı köye dönüşü sağlayarak telafi edecek. Aksi halde köy de bitti, köylü de bitti. Haberiniz olsun.

Sağlıcakla kalın…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KAZMA KÜREK HAZIR OLSUN

28 Şubat 2020 okunma
Suriye- İdlib’de rejim güçleri Rusya’nın desteğiyle sivillerin üstüne bomba yağdırıyor. Halbuki Rusya, İran ve Türkiye anlaşmışlar orayı güvenli bölge ilan etmişlerdi. Onca uyarılara rağmen sivil kanı akmaya devam ediyor. Rusya sözünde durmuyor.... Devamını Oku

Ah Şu Kapitalizm

31 Ocak 2020 okunma
Rusya’nın dağılmasından sonra Dünya kapitalizmin acımasız kuralları içinde savaşmaktadır. Amerika’nın başını çektiği bu düzen vahşiliğini her yerde her alanda göstermektedir. Artık uygarlık, medeniyet, insan hakları gibi kavramlar malesef tarihin... Devamını Oku

Sana Dua Ediyorum 2020

31 Aralık 2019 okunma
O kadar çok sorunlarla yeni yıla giriyoruz ki dua etmekten başka çaremiz yok. Şayet yeni yılın sonunda başımızdaki sorunların yarısından dahi kurtulmuş olsak bunu mutluluk vesilesi sayarım.  Hadi ondan da vazgeçtim mevcut olana yenileri eklenmesin diye dua... Devamını Oku

Ya Tutarsa…!

29 Kasım 2019 okunma
3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Hükümet yeni vaadlerde bulunacak, çeşitli kişi, kurum, kuruluşlar gönül alıcı mesajlar yayımlayacaktır. Tabiki 4 Aralık günü hayaller yerini gerçek yaşama bırakacaktır. Ben... Devamını Oku

Ses Ver Hanım Abla

13 Kasım 2019 okunma
Kasım ayında olmamıza rağmen bahar havası yaşıyoruz. Sabah akşam serin, geceler ise ayaz geçiyor. Ben de yaz aylarında yazmam gereken yazıyı Kasım ayının bu sıcak günlerinde yazmaya karar verdim. Yazılı ve görsel medyada kadın tacizi, kadına şiddet... Devamını Oku

Harekat Değil Bu Bir Savaş!

25 Ekim 2019 okunma
Hükümet açıklamalarında Suriye’deki fiili durumun savaşa değil terör harekatı veya operasyınu dese de yaşananlara bakınca aynı fikirde olmadığımı belirtmek istiyorum. Görünürde Kuzey Suriye’de operasyondayız ama aynı zamanda Amerika-Rusya İran-Avrupa... Devamını Oku

Ayağınızı Denk Alın!

9 Ekim 2019 okunma
6 Temmuz tarihli “İKİNCİ YARI ZOR GEÇECEK” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Gerçekten de zor geçiyor. Karadeniz Bölgesi’nde hala fındık parasının gölgesi devam ediyor. Ancak son üç ayda onun da etkisi ortadan kalacağı için biraz daha... Devamını Oku

Bayram Müjdeleri

9 Ağustos 2019 okunma
Tabiki ben ekonomi uzmanı değilim ama bu alandaki bazı hassas alanları gayet iyi biliyorum. Öncelikle bütün sektörlerde göstergeler negatif olsa da bankacılık sektörü ayaktaysa biraz dikkatle işler düzelir demektir. İkinci sırada ise inşaat sektörü gelir,... Devamını Oku

ABD’den Yar Olmaz!

31 Temmuz 2019 okunma
Türkiye, Suriye krizi başladığından bugüne kadar sözüm ona stratejik ortağımız ABD ile görüşüyor, çeşitli kararlar alınıyor, sözler veriliyor. Ancak ABD Türkiye’nin yararına olan hiçbir konuda alınan kararlara  uymamış, verilen sözleri... Devamını Oku

İkinci Yarı Zor Geçecek

6 Temmuz 2019 okunma
Temmuz ayı ile birlikte yılın ikinci devresini yaşamaya başladık. İlk altı ayı yerel seçim kampanyalarıyla geçirdik. Bitii gitti ama bu yılın ikinci devresi çok zor ve çetin geçecek. Öncelikle ekonomik sıkıntılar; başta esnaf kardeşlerimiz olmak üzere... Devamını Oku