Yayınlanma Tarihi: 15 Aralık 2017 — okunma
Günlerin ne getirip ne götüreceğini kim bilebilir ki?
Hayat denilen zaman dilimi kişi için nereden başlar, insanları nerelerde yaşatır, nerede son bulur bilinmez. Bilinen odur ki bazı anları acı bazen de güzel yaşarsın.
Geleceğe dair hayaller kurarken kendimi Tirebolu Cumhuriyet Ortaokuluna atanmış buldum. Benim için hem meslek hayatımın hem de özel hayatımın dönüm noktası olacak bir atamaydı bu. Bu ilçede beş yıl kaldım ve yüzlerce öğrenci onlarca meslektaşımla tanıştım. Çok şey gibi buradaki süremin de sona erdi ve başka öğrencilerle buluşmak üzere başka diyarlara yol aldık.
Hani “İlk göz ağrısı” derler ya Tirebolu bizim için ilk göz ağrısıydı. Daha yeni yerimize alışmadan eski hatıralarla oyalandık bir süre. Sonra yıllar yılları kovaladı.
Aradan geçen günler Tirebolu’nun hatıralarını da izlerini de silmedi. Takvimler 1982 Kasımını gösterirken ayak bastığım bu yere takvimleri 2017 güzünde tekrar gitmek nasip oldu. Seneler ilçeden çok şey götürmüştü. Ben bıraktığım Tirebolu’yu göremeyince çok hüzünlendim. Ağlamam burnumdaydı. Ta ki öğrencilerimle buluşana kadar.
Çok sevdiğim öğrencilerimden biri “Hocam vaktiniz varsa sizi biraz gezdireyim” dedi. Ben de yaklaşık 35 sene sonra uğradığım bu şehri ve bölgeyi gezmek istedim. Yol boyu biraz gittik. Sohbet ediyorduk. Öğrencimin oralı olması dolayısı ile bölgenin değişimi hakkında açıklamalar yapıyordu. Eskiyi ve yeniyi kıyaslarken bazen hüzünleniyorduk.
Mazi ardımızda kalan bir tarihti.
Mazi bir gönül sızısıydı…
Sonra bir tesisin önüne geldik. Öğrencim bana “Hocam burası çok meşhur yerlerden biri” dedi. Biz misafir olarak ev sahibine biat ettik. Dışında “KUKUL PİDE” diye yazan bir yere girdik ve bir masaya oturduk. Normal bir yer gibiydi. Zaten bu tür yerler birbirinin aynısı gibi gelir insana. Ancak ben biraz alıcı gözle bakınca bir farklılık hisseder gibi oldum.
Oturma yerleri kişilerin tercihlerine düzenlenmişti. Kapalı, yarı kapalı yerleri vardı. Sadeliğin hakim olduğu ve bir temizlik ve ferahlık vardı. Lavabolar temizdi. En ilginci müessesenin mescidi bile vardı. Bile diyorum çünkü ben ilk defa görüyorum. Evet çok ünlü tesislerde mescit ve farklı yerler oluyor ama bir karayolu üzerinde kurulmuş tesisin insan ihtiyacını görecek birimleri olması taktire şayandı.
Hizmetleri için denilecek bir söz olamaz. Herkesin memnun olacağından eminim. Bize de çok leziz ikramlarda bulundular. Bir daha yolum düşer mi bilmem ama şayet oradan geçecek olsam oraya mutlaka uğrarım. Bence siz de uğrayın.
Bu yazının çıktığı gazete ile tesis arasında en az 145 km var. Ama tadı hala damağımda. Kim bilir belki de öğrencimle beraber 35 yılın hasretini gidermenin de tadı var.
Bize yapılan ikramlar kadar sohbetin de tadı başkaydı. Hem hasret giderdik hem sohbet ettik. Ancak her güzel şey gibi KUKUL PİDE tesislerinden de ayrılma vakti geldi.
Daha sonra Tirebolu’ya kadar süren kısa ve çok şey sığdırdığımız yolculuğun ardından bir daha ne zaman buluşacağımızı bilmeden vedalaştık.
Her şey için teşekkürler güzel talebem.
Her şey için teşekkürler KUKUL PİDE çalışanları.
Görüşmek üzere ilk göz ağrım Tirebolu.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.