son haberler

Kybele Mi, Artemis Mi, Anaïtis Mi, Ma Mı? – II

Yayınlanma Tarihi: 1 Kasım 2019 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Küçük Asya’daki (Anadolu) Yunanlılar için önemli bir tanrıça olan Artemis; Leto ve Zeus’un kızı, Apollon’un ikizidir. Vahşi doğa, av, vahşi hayvanlar ve doğurganlık tanrıçasıdır.11 Efes Artemis’i, Kybele gibi Ana Tanrıça’nın özelliklerini taşıyordu. O da tanrı anası sayılıyordu.2

Artemis’e, çoğu Yunan kentinde tapılırdı, ancak yalnızca ikincil bir tanrı olarak görülürdü. Küçük Asya’nın başlıca kentlerinden Efes’te onuruna büyük bir tapınak inşâ edilmiştir. Bu tapınak, sonrasında Antik Dünya’nın Yedi Harika’sından biri olmuştur. “En Büyük Tanrıça Artemis”, “Ephesos’un Hâkimi” gibi unvanlar alır. Fakat Efes’te esas olarak doğurganlık tanrıçası olarak tapınılır ve doğu topraklarındaki ana tanrıça olan Kibele ile özdeşleşirdi.11

Artemis, Lydia bölgesinde Philadelphia ve Sardes kentlerinde, Anaïtis sıfatı ile karşımıza çıkar. Artemis’e geniş bir alanda farklı dilleri konuşan farklı insanlar tarafından tapınıldığı için birçok farklı ismi olmuştur. Örneğin; Frigya’da onun adı, aslanları boyunduruğu altına almış arabasını çektiren Kybele’dir. Kappadokya’da o “Ma(Mᾶ) ismini almıştır. (Guithrie 1955, 99)12 Bu durumda Kurul Kalesi’nde bulunan heykelin Artemis’e ait olduğunu iddia etmek olası mıdır?

Thomson, bir takım kanıtlara dayanarak Artemis’i, Yunanlıların ataları Pelasgların, Karadeniz kıyılarından getirdiğini ileri sürer.13 Hatırlayacak olursak Pers Kralı Büyük Kuruş’un kızının adı da Artemis’tir!

M.S. 26’da Avgustus adına Asya’da yapılacak eyâlet tapınağına sahip olmak için Roma’ya kurul gönderen on bir kentin içinde Hypaipa da (Günlüce) vardı. Buna rağmen Hypaipalılar, Perslerin Anaïtis (Anahita) Mâbedi’ne saygı gösterip, Romalılara kin beslediler. M.S. II. yüzyılda Persli Artemis (Anaïtis) kültürü çok önemli bir duruma geldi. Özellikle Roma Dönemi Hypaipa sikkeleri üzerinde sıklıkla görülen Artemis–Anaïtis (Anahita) betimlemeleri ise kentin uzun süreli bir tapım merkezi olarak taşıdığı öneme işaret eder niteliktedir.

Pers kralları tarafından, Lydia bölgesinde Gediz Nehri vâdisine yerleştirilen Pers kolonistleri, kendi tanrıçaları olan Anaïtis ile Artemis’i birleştirerek, tanrıçaya Artemis Anaïtis sıfatı altında tapınmışlardır (Ramsay 1889, 225). Lydia kenti Sardes’de bulunan ve bugün Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde sergilenen yazıtlı bir adak levhası üzerinde, Artemis Anaïtis ve Frig tanrısı Men görülmektedir. Alt kısımda yer alan yazıtta Artemis Anaïtis adı geçmektedir. Lydia’ya ait bir yazı stiline sahip olan bu yazıt, M.S. 200 tarihine aittir. (Wright 1895, 56; Anderson 1913, 272) Yine Lydia kenti olan Hypaipa’da tanrıçaya Artemis Anaïtis epiteti ile tapınılmıştır. Kentte Artemis Anaïtis’e ait bir tapınak ve kült heykeli bulunmaktadır. (Klose 1984, s. 406)12 Yunanlılar Anaïtis’i Kybele ve Afrodit’le aynı saymaktadırlar.7

Birçok sıfatları olan Artemis, olgun bir kadın görüntüsü, bereketi temsil eden memeleri ve iki yanında aslanlarıyla özünde Anadolulu özellikleri barındıran bir tanrıça olarak ön plâna çıkar. Perge Artemis’i, Perge’de M.S. 2. yüzyıl sikkelerinde İon düzeninde bir tapınak içerisinde görülür. Tapınak içinde Baitylos (dağ ile özdeştirilen kutsal taş) biçiminde bir motif ortaya çıkmaktadır. Olasılıkla kült heykelini yineleyen bu motif, tanrıçanın gökyüzünden düşmüş bir meteorit ile bağdaştırılan köklü bir Anadolu tanrıçası olduğunu gözler önüne sermektedir.12

Kappadokia Bölgesi sınırları içinde bulunan Komana Tapınak Devleti tanrıça Ma’ya (Mᾶ) adanmış en önemli kült merkezidir.14

Tapınak devletinin ana tanrıçası Ma’nın resmi İmparator Caligula devrinden itibaren sikkeler üzerinde yer almıştır. Tapınağın mimari görüntüsüne ait eldeki tek veri Caracalla, Septimius Severus ve daha sonra Trajan sikkeleridir. Bu sikkelerin üzerinde tetrastil bir tapınak tasvir edilmektedir.

Bir dini merkez olan Komana rahipler tarafından yönetilmiştir. Komana’daki kutsal merkez savaşçı tanrıça Ma’ya adanmıştır. Tapınakta yılda iki defa düzenlenen festivallerde Komana bir ticaret merkezi haline dönüşmüş ve sonrasında da krallık tarafından banka olarak kullanılmıştır (Erciyas, 2012: 127-139). Tokat ili sınırlarında yer alan ve Roma Dönemi’nde Comana Pontika olarak anılan Karahna kenti Asur Ticaret Koloni Dönemi’nden sonra Hititler için önemli bir dinî merkez haline gelmiştir.15

Burası istisnasız bütün halklar tarafından büyük bir saygı ve korku ile tapınılan, tapınak rahibinin tanrıçaya duyulan saygıdan dolayı, güç ve mevki açısından kraldan sonra ikinci sırada geldiği bir yerdir. Tanrıçanın kültsel gelenekleri ve sahip olduğu özellikler Anadolu ana tanrıçasına uymamaktadır. Anadolu ana tanrıçası bereketin, zenginliğin, doğurganlığın ve refahın tanrıçasıdır. Buna karşın Ma, savaş ve zafer tanrıçası olduğu gibi aynı zamanda tapınım alanında sürdürülen binlerce yıllık kutsal fahişelik geleneğine de sahiptir.14

Komana Tapınak Devleti’nin zenginleşmesine katkıda bulunan önemli etkenlerden biri de onun ticaret yolları üzerinde bulunmasıdır. Kült merkezi Bronz Çağıʼndan Antik Çağ’a kadar Kayseri ile Malatya arasındaki en önemli bağlantı noktalarından biri olduğu gibi Sivas üzerinden gelip Kilikiaʼya uzanan ticaret yolları güzergâhında da önemli bir noktadaydı (Hild 1977, 85-88; Ayrıca bk. Baz 2012, 74-80). Tanrıça Ma (Mᾶ) bölgede Helen kültürünün yaygınlaşmasından sonra, mitolojik kuruluş söylencesinin bir parçası olarak Artemis Tauropolos ile özdeşleştirilmiştir [Proc. (de Bell. I. 17. 11-20)].14

Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlendirilen bir yazıt üzerinde tanrıça Ma için Θέα Μεγίστη sıfatı kullanılmıştır (Baz 2007, 146-149 yazıt no: 96). Bu tanım Anadoluʼda genellikle ana tanrıça Kybele ya da Pers tanrıçası Anahita için kullanılmıştır. Buradan Ma kültünün diğer kültler ile synkretize etme işleminin özellikle Roma İmparatorluk Dönemi’nde hızlandığı görülebilmektedir.14 Zerdüştîlerin Anahita‘sı, İranlıların eski ve güçlü Tanrısı Anaïtis’tir. O, akarsuların büyük tanrıçasıdır.7 Anahita; bereket, savaş ve su tanrıçasıdır. Kadınların koruyucusudur.

Comana adında iki ayrı yer vardır. Biri Kapadokya’da, diğeri Pontus’ta. Pontus’taki adını Kapadokya’dakinden aldı. Kapadokya’daki Comana sonraları Hierapolis, daha sonra da Sar diye bilindi (Cataonia). Pontus’taki Comana Pontica (Hierocaesarea) olarak da adlandırılırdı. Pontus’taki Comana’nin Zile (Zela) ile Niksar arasındaki modern Gümenek olduğu söylenir. Pontus’taki Zela (Zile), Anahita (Anaïtis, Artemis)’ya adanmış eski ve otonom / bağımsız bir tapınak toprağıydı.7

Kadının iffet hakkını satın almasını sağlayan kefaret, aslında onun kendini erkeklerin eski ortaklığından kurtarıp yalnızca bir erkeğe vermesini sağlayan kefaretin mistik anlatımından başka bir şey değildir. Bu kefaret, sınırlı bir fuhuştan ibaretti: Babilli kadınlar, yılda bir kez, Militta tapınağında kendilerini vermek zorundaydılar. Küçük Asya’nın öbür halkları, kızlarını, evlenebilmelerinden önce; canlarının istedikleriyle yıllar boyu özgür aşk hayatı yaşamak üzere Anaïtis Tapınağı‘na gönderiyorlardı. Zile’de bulunan Anaïtis Tapınağı çevresinde her yıl sonbaharda yapılan geleneksel “Sokaia” şenlikleri düzenlenmiş, bu şenlikler “deir” adı ile yıllarca sürmüş, sonra da “deri – panayır” adı altında varlığını günümüze kadar korumuştur.7

Ana Tanrıça’nın Anadolu’daki kült merkezleri başta Pessinus olmak üzere diğer merkezleri, Zela (Zile), Sardes, İda (Kaz) Dağı, Hierapolis, Kyzikos (Erdek), Selene (Kelainai, Dinar) idi ve bölgenin kültür varlıkları ve çeşitliliğine ışık tutmaktaydı. Her yıl Mart ayının yirmi birinde bu kült merkezlerinde Ana Tanrıça adına şenlikler düzenlenirdi.2

Phanaroia’nın üst tarafında, Büyük Kappadokia’daki şehirle aynı ismi taşıyan ve o şehirdeki aynı tanrıçaya vakfedilmiş bulunan, Pontos Komanası bulunur ve diyebilirim ki oturanların, özellikle bundan evvelki krallar zamanında, kurban törenlerinin uygulanması, kutsal inanışları ve rahiplerine karşı olan saygıları hemen hemen aynı idi. Pompeius hâkimiyeti ele alınca Arkhelaos’u rahip tâyin ederek çevresi iki ‘Skhoini’ (yani altmış stadion) olan bir araziyi kutsal alana ilâve etti ve burada oturanların Arkhelaos’a itaat etmelerini emretti.

Zelitis’e (Zela hinterlandı) gelince: Semiramis Tepesi üzerinde, içinde Armenialıların da hürmet ettikleri Anaïtis’e ait bir tapınak bulunan müstahkem Zela şehri vardır. Şimdi burada yapılan kutsal âyinler daha da kutsal bir karakter taşır. Bütün Pontos halkı en önemli meselelerine ait yeminlerini burada yaparlar. Her şey Pythodoris’in hâkimiyeti altındadır. Birçok kimseler tapınak hizmetkârlarının sayısını ve tapınağın gelirlerini kötüye kullanmışlar ve azaltmışlardı. Komşu arazi, yani Zelitis de (ki içinde Anziliya Tepesi üzerinde Zela şehri bulunur) çeşitli nüfus mıntıkalarına bölünmüştür; zira eski devirlerde krallar Zela’yı bir şehir olarak değil, fakat Pers tanrılarının kutsal bir sahası olarak idare ederlerdi ve rahip her şeyin efendisi idi. Burada çok sayıda tapınak hizmetkârı ve zengin gelir kaynaklarına sahip rahip otururdu (Strabon, sh. 51 – 56).7

Antik Hellen-Roma uygarlığı döneminde Tokat ili sınırlarında 4 adet büyük yerleşim yeri mevcuttur. Bunlar, Diospolis (Niksar), Zela (Zile), Sebastopolis (Sulusaray) ve Komana (Gümenek)’dır. Strabon, Zela’yı tarif ederken burada bir tapınağın bulunduğunu ve çevresinin tahkim edildiğini belirtmiştir (Strabon, 2015: 48).

Strabon’un bildirdiklerinden Pontus Bölgesi’ndeki Komana Tapınak Devleti [Comana Pontica (Gümenek)] ile Kappadokia Komanası’ndaki seremonilerin, eğlencelerin ve rahiplerin sosyal statüsünün birbiri ile aynı olduğu anlaşılmaktadır. Tapınak fahişeliği geleneğinin sadece Pontus Komanası’nda değil, Kappadokia Komanası’nın kültsel geleneğinin de bir parçası olduğunu söyleyebiliriz.14

M.Ö. V’inci yüzyıla ait bulunmuş bir heykeltıraşlık yapıtta tanrıça Kybele, Artemis ile birlikte görülmektedir (D. Mitten, Türk. Ark. Der. XVII/ 1 (1968) s. 112; G. Hanfmann-Waldbaum, BASOR 199 (1970) s. 11. Fig, 10). Burada Kybele’nin yanında kutsal hayvanı aslan, Artemis’in yanında ise kutsal hayvanı geyik vardır. Vahşi doğanın ve vahşi hayvanların egemeni işlevi her ikisi için de ortaktır. Yani burada bir karakter benzeşmesi (sinkretizm) söz konusudur.8

Tanrıça Ma bir taraftan savaş ve zafer tanrıçasının, diğer taraftan da Güneş tanrıçasının özelliklerini kendi içinde taşımaktadır. Ma isminin temel anlamının “Ana” anlamına geldiği (Hartmann 1928, 77-91; Helck 1971, 243) ve Anadolu’da bu lâkabın ana tanrıçalar Kybele ve Artemis için kullanıldığı bilinmektedir (Hartmann 1928, 87-90). Fakat Komana Tapınak Devleti tanrıçasının sahip olduğu savaşçı ve cinselliği öne çıkartan özellikler ne Kybele ne de Artemis’te görülmektedir. Anadolu Ana Tanrıçası savaş ya da karşı taraf açısından felâket getiren zaferler gibi sıkıntılı durumların değil, barışın, bereketin, zenginliğin ve refahın tanrıçasıdır.14

Bir başka görüşe göre Çayeli (Irmak Şehri = Çay Başı)’nın antik adı olan MA-PA-ABRA’nın başındaki “Ma”, Ana Tanrıça anlamındadır. Yani tüm Karadeniz’de, Tanrıça’nın adı “Ma”dır. Tüm Anadolu’nun Bereket Tanrısı’dır. Anadolu’nun diğer yerlerindeki Ma’ya Kibele denilmektedir.16

Muhtelif kaynaklarda yer alan araştırmacılarımızın tespitlerini sizlerle paylaşmaya çalıştık. Gördük ki Kurul Kalesi’nde bulunan heykel; tombul, memeli, olgun ve doğurgan bir kadından ziyâde Zela Tapınağı’nın fahişe tiplemelerini yansıtır güzellikte, alımlı bir kadını yansıtmakta olup Zela sikkelerindeki Anaïtis Tapınağı ile Tyche ve Anahita resimleri de bu hususu teyit etmektedir.

Tanrıça Ma (Mᾶ), Anadolu ana tanrıçasına uymadığına ve Roma çağının Magna Mater’i, Hellen kültürünün Kybele’si aslında Hititler devrinin Kubaba’sı olduğuna göre Pontos coğrafyasında yer alan Kurul Kalesi’ndeki Pers kökenlilerin tanrıçası Anaïtis’in yerine Kybele’nin ikame edilmesi doğru ve isabetli bir yaklaşım mıdır?

Kanaatimce doğru teşhis için ana tanrıçalar yeniden tahtlarına oturtulmalıdır!..

 KAYNAKÇA:

  2 YILDIZ, Doç. Dr. Sevcan / ÖZERDEN, Ph. D. Cand. Seden TURAMBERK – Anadolu’da Anatanrıça Kültü, Sosyal ve Liberal Bilimlerde Yeni Yönelimler – 2, Ankara, 2017, ss. 305 – 316.

  7 MİSTEPE, M. Ufuk – Anaïtis Mezhebi ve Ninovalı Semiramis, http://unyezile.com/anaitis.htm

  8 ÇAPAR, Asis. Ömer – Roma Tarihinde Magna Mater (Kybele) Tapınımı, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1048/12651.pdf

11 BİYOGRAFİCİM (Biyografi Rehberiniz) – Artemis, https://www.biyograficim.com/artemis.html

12 ALBAYRAK, Yusuf – Anadolu’da Artemis’in Sıfatları, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi (Journal of Social Sciences), Cilt 12, Sayı 48, Haziran 2012, sh. 1-15.

13 ERGENER, Reşit – Anatanrıçalar Diyarı Anadolu, Yalçın Yayınları, 1988, 127 sayfa.

14 MUTLU, Serdal – Tanrıça Ma (Mᾶ) ve Kappadokia Komana’sı The Goddess Ma (Mᾶ) and Comana in Cappadocia, Phaselis, Disiplinlerarası Akdeniz Araştırmaları Dergisi (Journal of Interdisciplinary Mediterranean Studies), Volume II (2016).

15 HASDEMİR, Arş. Gör. Hülya Kaya – Eskiçağ’da Tokat Ticaret Yolları, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt 9, Sayı 44, Haziran 2016.

16 ARICI, Sebahattin – Dambur Tarihi: Hemşin – Purim Etimolojik Sözlüğü, 2008, I. Baskı, İst., 607 sayfa.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku