Yayınlanma Tarihi: 25 Ekim 2019 — okunma
Hangi yazar olursa olsun belki de kaleme aldığı en zor yazılar biyografik yazılardır. Çünkü muhatabınızı kaleme alırken mümkün olduğu kadar doğruları yazmanız gerekiyor. Atladığınız her hangi bir özelliği kişi için bir nakısa olmasa dahi adil değildir.
Efendim bu yazımıza misafir olan kişi Sayın Mehmet Karayalman.
Ünyeli onu “Özel Ünye Karayalman Ağız Ve Diş Sağlığı Polikliniği” mesul müdürü olarak bilir. Bu yaptığı işin adıdır. Tıpkı diğer işlerle meşgul kişiler gibi.
İnsanlar maişetlerini temin etmek için bir takım işler yaparlar. Burada esas olan yaptığı işin hakkını vermek ve nasıl yapılması gerekiyorsa öyle yapmak. Bir ziraatçı, bir maliyeci, bir veteriner, bir eğitimci, bir maliyeci vs kendine verilen işleri eğitimleri ve donanımları dahi mesleki birikimleri yani tecrübeleriyle harmanlayarak vatandaşa hizmet ederler. Hizmetin azı çoğu olmaz.
Biz Sayın Mehmet Karayalman’ın diş teknisyenliğinden bahsetmeyeceğiz. Çünkü hem resmi, hem de aleni olarak bilinen bir şey. Onun da bu işi yaparken vatandaşa azami derecede işini itina ile yaptığına dair bir şüphemiz yok.
Biz bir “Kültür insanı” Mehmet Karayalman’dan bahsedeceğiz.
Öncelikle işyerine uğrayan herkese bir müşteri gözüyle değil, hatılı bir misafir gibi davranan ve yanına gelenlerin hiç yabancılık çekmediğini biliyoruz. Onunla ilk defa karşılaşan biri kırk yıllık bir dostu ziyarete gitmiş gibi hisseder kendini. Bu da sayın Mehmet Karayalman’ın insani yanının bir tezahürdür aslında.
Gelelim başka bahse.
Sayın Mehmet Karayalman bir kültür insanıdır. Yani ülkemizde ve dünyamızda az buluna kişilerden biri. Bu bir mübalağa değil. Dünya savaşlarının olduğu, milyonlarca kişinin katliama uğradığı, milyonlarca kişinin aç kaldığı, yine milyonlarca kişinin evsiz barksız olduğu yaşlı dünyamızda kaç kişi başkasının derdine kendi derdi gibi görebilir?
Burada genel dünya tarihi dersi verecek değilim. Bu dünyada dünden bugüne kadar ne zulümler işlendiğini bilenler biliyor.
Sayın Karayalman bir kültür insanıdır dedik. En bariz misali yıllarını harcayıp kaleme almış olduğu, “Son dönemin ünlü âlimlerinden Ünye Sadullah Bey Medresesinin Şeyh’ül Müderrisi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi’nin Halifesi; Ünyeli Taslızade HACI YUSUF BAHRİ EFENDİ” hakkında yazmış olduğu 656 sayfadan mürekkep kitabı Ünye ve ülke kültürü açısından kıymeti keşfedilemeyen bir mücevher bir değerdir.
Bu eserin hazırlanması yıllar almıştır. Ticari hiçbir getirisi yoktur. Manevi bir “Gönül Sızısını” vücut bulmuş halidir. Manevi iklimimizin yarınlara kalan mümtaz bir mirasıdır.
Ne zaman yanına uğrasam çok uzun seneler birbirine hasret kalmış kişilerin buluşması gibi buluşuruz. Mevzuumuz insan ve insanlığa falyalı olacak her şey. Tabii merkez Ünye.
Bu arada Ünye için bazı çalışmalar yapacağımı bildirdiğim Sayın Karayalman, bunu memnuniyetle karşıladı ve bu hususta bana yardımcı oldu.
Bir “kültür insanı” olmak için önce “Gönül insanı” olmak gerekir. Sayın Karayalman’da o “gönül” fazlasıyla var.
Kendisine bundan sonraki hem ticari, hem kültürel hayatında başarılar dilerim. Huzurlu, sağlıklı ve “gönlünün” arzu ettiği bir gelecek onunla olsun. Mevla hayırlı hizmetlerini daim eylesin.
Seni seviyoruz gönül insanı…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.