Yayınlanma Tarihi: 9 Kasım 2018 — okunma
Divanî üslûpla yazılmış okunması zor bir diğer belge de Ünye asıllıHazinedârzâde Süleyman Paşa’ya ait. Konusu: Ölen Canikli Ali Paşa’nın üvey vâlidesi ve Hazinedârzâde Süleyman Ağa’nın zevcesi Hanım’a Karaköy çiftliğinden miri matlubunun Maktul Kara Mustafa’nın muhallefat bahasından verilmesi.3
Sayın TOSUN bu bahsi, “Canikli Ali Paşa’nın ÜveyVâlidesiHazinedârzâde Süleyman Paşa’nın Hanımının Terekesi” konu başlığı altında değerlendirmiş ve bloğunda şunları yazmış: Belge divanî üslûpla yazılmış, okuması zor bir belge olduğundan kıymetli hemşehrim ve dostum Dursun Kayabaşı’nın tecrübesine istinaden belgenin okunma işini ondan rica ettim. Sağolsun o da beni kırmadı ve belgenin okunması hususunda yardımcı oldu. Kendisine çok teşekkür ederim.
Söz konusu belgenin üzerinde durduğum asıl husus konu özetinde belirtilen ve vefat eden kişinin geride kalan mal varlığının tasarrufuyla ilgili değildir. Gerçi bu konuya da değinilecektir. Benim asıl dikkatimi çeken husus Canikli Ali Paşa’nın üvey validesi olduğu belirtilen kişinin aynı zamanda Hazinedârzâde Süleyman Paşa’nın hanımı olduğunun belirtilmiş olmasıdır.Bu durum oldukça dikkat çekicidir. Hazinedârzâde Süleyman Paşa olayın geçtiği tarihte henüz paşa değildir, ağa’dır. O da Canikli’dir ve Ünye asıllıdır. Bu bilgileri Çeçenzâde Hacı Hasan Paşa’nın hayatını incelediğim kitap çalışmasından biliyorum. Diğer taraftan Kethüdazâde Mehmet Emin Ağa’nın hayatını incelediğim çalışma esnasında yaptığım kaynak taramasında müşahede ettiğim şekilde Hüseyin Albayrak yazdığı “Tarih İçinde Trabzon Valileri” adlı kitabın 141.sayfasındaki ifadesinde Çeçenzâde Hacı Hasan Paşa’nın (o sırada henüz ağadır) Süleyman Paşa’nın kayınbabası (kayınpederi) olduğunu belirtmiştir.3
Bu durumda ortaya çıkan sonuç Canikli Ali Paşa, Hazinedârzâde Süleyman Paşa ve Çeçenzâde Hacı Hasan Paşa’nın bir şekilde akraba olduklarıdır. Canikli Ali Paşa’nın üvey validesinin Süleyman Paşa’nın hanımı olması durumu da ilgi çekicidir. Bu birkaç ihtimal dahilinde olabilecek bir durumdur. Bahse konu hanım Canikli Ali Paşa’yı büyüttüğü için onun annesi kabul edilmiş olabileceği gibi gerçekten babasının hanımlarından birisi olup da babası vefat ettikten sonra Süleyman Paşa ile evlenmiş de olabilir. Veya Hazinedârzâde Süleyman Paşa doğrudan Canikli Ali Paşa’nın amcazadesi de olabilir. Bu bilgiler ışığında şimdilik daha fazla bir şey söyleyebilmek mümkün değildir.
Bir diğer husus da Çeçenzade Hasan Paşa’nın Anadolu’ya gelişiyle ilgili bilinmeyenlerdir. Canikli Ali Paşa hem Kafkasya’da hem de Karahisar-i Şarki’de görev yapmış birisidir. Çeçenzâde Hacı Hasan Paşada Karahisarlı olarak kaynaklarda geçmektedir. Bu durumda akla gelen Çeçenzâde Hacı Hasan Paşa’yı getiren ve Karahisar’a yerleştiren kişinin Canikli Ali Paşa olabileceğidir. Keza Çeçenzâde Hacı Hasan Paşa daha sonra Hazinedârzâde Süleyman Paşa’nın Kapıkethüdası olmuş, onun Trabzon valiliği sırasında kaymakamlık görevinde bulunmuştur. Daha sonra kendisi de önce paşa daha sonra da vali olmuş ve Trabzon’da görev yapmıştır.
Belgede bahsedilen veraset konusu ise bahse konu hanımın mal varlığıyla ilgilidir. Anlaşıldığı kadarıyla nakit para ve mücevher ile eşyalarından oluşan önemli bir servete sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ancak kendisi de vefat edince geride evlâdı dolayısıyle vârisi olmadığından terekesinin hazineye devri gerekmektedir. Ancak malı düşük gösterilerek terekesi haraç mezat satılarak gerçek değerinden az bir rakam gösterilmiştir. Bu durum saraya iletilince konunun muhataplarına saraydan ağırca bir yazı yazılarak derhal yeniden inceleme yapılarak en ufak bir gizlilik kalmaksızın malların değeri tespit edilerek bedelinin hazineye yollanması emri verilmiştir. Emir de emirdir yani. O emri okuyan muhataplarının ‘aman bizim şahsî malımız da hazinenin olsun, yeter ki bu işten bizi vareste tutun’ dediğini düşünmek pek de yersiz olmaz.Fi selh-i Recep Sene 1207 (13 Mart 1793)Muhasebe-i evvel yazılmıştır.3
Makale, muhteviyatını çok aştığından uzunca belgenin Osmanlıca’dan çevriyazısını burada vermiyorum. Dileyen, kaynakçada belirtilen internet linkinden bu metne ulaşabilir.
Nafaka bağlanması ile ilgili olarak bize bazı önemli bilgiler atfeden başka bir belge “Canikli Ali Paşa’nın Kardeşi Süleyman Paşa’nın Ailesine Nafaka Bağlanması”4 konu başlığını taşıyor.
Öncelikle Canikli Ali Paşa kimdir?..onu tanıyalım. XVIII.yüzyılda Osmanlı Devleti’nin girdiği uzun süren savaşlar ve dış gaileler yüzünden, devlet tarafından vergi toplama ve bazı mahallî problemlerin halledilmesi görevi ülke içindeki bir kısım nüfuzlu ailelere verildi. Bu aileler zamanla nüfuz alanlarını genişleterek mahallî güç odakları haline geldiler. Bunlar arasında Çapanoğulları ve Kozanoğulları en meşhur olanlarıdır. Bu dönemde Ünye merkez olmak üzere Canik Bölgesi âyânı olarak da Canikoğulları veya bir başka adlandırma ile Hacı Ali Paşa ailesini görmekteyiz.4
Ailenin kurucusu olan Canikli Hacı Ali Paşa İstanbul’da Dergâh-ı Âli kapıcıbaşlarından olan Fatsalı Ahmed Ağa’nın oğludur. 1762’de Kafkasya bölgesindeki isyanların bastırılmasında gösterdiği başarılar üzerine Babıali tarafından Canik Bölgesi’ne muhassıl (vergi toplamaya yetkili idareci) olarak tâyin edildi. 1768 Osmanlı-Rus Savaşı’na katıldı. Dönüşte Canik Bölgesi’ni eşkıyadan temizledi. Bu arada kendine rakip olabilecek nüfuzlu kişileri de bertaraf etti. Gösterdiği başarılardan dolayı devlet tarafından yetki alanı genişletilerek önce Amasya daha sonra da Tokat bölgesi kendisine bağlandı. Ayrıca, kendisine kapıcıbaşılık unvanı verildi.
1773 yılında Kırım Hanı Devlet Giray tavsiyesi ile Kırım seraskeri oldu ve Trabzon sancağı da uhdesine verildi. 1775 yılında İran ve Osmanlı Devleti arasında gerginlik çıkması üzerine çıkan gelişmelerde rol aldı ve bunun neticesinde Erzurum Eyaleti ile Şarkikarahisar(Şebinkarahisar)bölgesi de kendi ailesine bağlandı. Daha sonra Sivas ve Kastamonu bölgesi de nüfuz alanına girdi. Hükûmet, bunlara karşılık Hacı Ali Paşa’nın bulunduğu bölgeden 40.000 asker toplayarak Rusya’ya karşı savaşmak için Kırım üzerine gitmesini istedi.
1778 yıllarındaki bu savaşta üzerine düşen görevi gerektiği gibi yapmayan, hâkim olduğu bölgede ahaliye eziyet ettiğinden şikâyet olunan ve Bozok (Yozgat) bölgesinde nüfuz sahibi olan Çapanoğulları ile sürtüşmeye giren Hacı Ali Paşa’nın bu sebeplerle görevden alınmasına karar verildi. Sivas Valiliği elinden alınıp kendisi Trabzon’a gönderildi. Sonraki yıllarda affedildikten sonra yine Kırım ve Kafkasya taraflarında çeşitli devlet görevlerinde bulundu. 1785 yılında öldü.( http://samsun03.blogcu.com/canikli-haci-ali-pasa/942399 )
Görüldüğü gibi Canikli Ali Paşa’nın 1775’de Şebinkarahisar’dan sorumlu olması ve bunun öncesinde Kafkasya’da bulunması Şebinkarahisar’ın yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden olan Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’yla da bir ilgisi olabileceğini göstermektedir. Zira Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’nın ne zaman, nasıl Şebinkarahisar’a geldiği hakkında şimdilik net bir bilgiye sahip değiliz. Ancak, çocukken bir vesile ile gelmiş olması muhtemel olduğundan bu vesile de pek âlâ Canikli Ali Paşa olabilir. Öte yandan Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’nın yanında yetiştiği Hazinedârzâde Süleyman Ağa da(sonradan paşa ve Trabzon valisi oldu)Canik ve Ünye kökenlidir. Bu nedenle bu bağlantı önemlidir. Devam edecek
KAYNAKÇA :
4TOSUN, Murat Dursun –Canikli Ali Paşa’nın Kardeşi Süleyman Paşa’nın Ailesine Nafaka Bağlanması, 23 Nisan 2015, Arşiv Fon Kodu: Cevdet Zabtiye, Dosya No.: 25, Gömlek No.: 1208, Tarihi: 24 (C) Cemaziye’l-ahir 1195 (17 Haziran 1781)https://muratdursuntosun.wordpress.com/2015/04/23/canikli-ali-pasanin-kardesi-suleyman-pasanin-ailesine-nafaka-baglanmasi/
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.