son haberler

PALAZ

Yayınlanma Tarihi: 12 Ocak 2018 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

İnsanoğlunun en büyük özelliklerinden biri de hafızası olması. Yani tarihi.

Hafıza bir nevi tarihtir. İster özel olsun, ister yerel hatta isterse genel hafıza sizi geçmişe götür.

Zaman içersinde bazı değişiklikler bizlere yeni şeyler katarken bazen de bizden bir şeyleri götürür. İşte biz o bizden giden şeyi hatırlayınca bir hüzün çöker içimize. Kah üzülür, kah duygulanır, kah kızar, kah seviniriz.

Hatıra daha çok hüzün verir insana. İster iyiyi hatırla ister kötüyü.

Onun için şair “Ağlarım yadıma geldikçe gülüştüklerim” diye boşuna dememiş. Çünkü artık elimizde değildir geçmiş. Bir daha da geri gelmez.

Peki nedir bizi geçmişe götüren?

Çok şey.

Bir gün geçmişte olan bir şey, bir şekilde karşımıza çıkınca çocukluk veya gençlik yıllarımıza gideriz.

Geçenlerde Aynur’ca da “Palaz” denilen şeyi gördüm. Karadenizli bilir de adı değişiktir. Yani yapılışındaki ufak teke farklılıkları saymazsak temelde aynıdır. Ham maddesi hamurdur. Ya yağlar kızartırsınız ya şekerle.

Şimdi yağ olur mu şeker olur mu tartışmasına girmeyelim. Olur efendim. Yağlı da olur şekerli de.

Çok eskilerden market denilen yeni yetme mekanlar yokken semt ve mahalle bakkalları vardı. Orada da her şey bulunmuyordu. Bulunmamasının sebebi bakkalı işleten abimiz veya amcamızın işletme bilgisinin olmayışından değil, ülkede bazı şeylerin olmamasından.

Ama un mutlaka bulunurdu. Hatta ekmek de.

Analarımız her ramazan öncesi veya kışa girerken yufka açar, onları kurutup kışlık nevale olarak saklardı. Kapıya kurulan bir ocaklığın üzerine saç konulur, bir yandan açılan yufkalar kurutulurdu. Böylece her şeyin bulunmadığı kış günlerinde analarımızın elini alırdı.

Yufka açılıp kurutulurken etrafta oynayan çocukları sevindirmek için açılan yufkalar katlanır; imkana veya o yörenin adetine göre içine ya şeker ya da yağ konur ve çocuklara verilirdi. Çocuklar elleri ve ağızları yana yana ya yağlı yufkayı, ya da şeker katılmış yufkayı sıcak sıcak mideye indirken daha ilaçlanmamış kaynak sularını içer, hararetini dindirirdi.

Şekerin ve yağın hararetini dindirmek çok kolaydı. İki bardak soğuk su buna kafi geliyordu. Bazen hararet içeride oluyor ve dindirilmesi mümkün olmuyordu.

Neyse biz gelelim saçta pişirilen yağlı veya şekerli yufkaya.  Bizim oralarda yani Ordu ağzı olarak bunun adı “Palaz” idi. Niye öyle denmişti, kim bu ismi bulmuştu bilinmez. Yalnız yufka daire biçiminde olduğundan katlanınca iki tarafı düz, ön tarafı eğri oluyordu. Sanki bir fındığın yandan çekilmiş ve büyütülmüş hali gibiydi. Bu benzerlik ona “palaz fındık” diye bilinen fındığa benzediğinden mi verildi bilmiyorum.

İster yağlı olsun ister şekerli “palaz” bir hafızadır. Ve çocukluk hatırasıdır. Adının şu veya bu olması pişirilirken içine şu veya bu katılması mühim değil. Ancak onun yıllar sonra tekrar ortaya çıkması bile insanı gerilere doğru götürüyor.

Bazı insanlar zamanla “palazlanır” ve herkesi unutur insanlığı dahi. Ama bizim “palaz” ebediyen palaz olarak kalacaktır.

Sahi palaza ne katılır?

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku

ŞEHİT CEMAL MUTLU İLKOKULU ZİYARETİ ÜZERİNE

27 Kasım 2023 okunma
Emekli olduktan sonra eğitim camiasından kopmamak için belirli aralıklarla okul ziyaretleri yaparım. Bir eğitim-öğretim dönemi içinde her okulu en az bir defa ziyaret eder, yeni arkadaşlarla da tanışırım. Kültürel faaliyetlerim devam ettiği için de onlardan... Devamını Oku