Taciz Var Dikkat…!

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Dünya’da teknolojik gelişmeler her alanda hızla ilerliyor. Her şey daha ucuz daha pratik oluyor ama belli ki insana has özellikler hala yerinde sayıyor. Gelişmiş ülkeler veya geri kalmış ülkelerde bu durum fark etmiyor.

Belki önceden daha da beterdi, yeterli iletişim yoktu. Duymuyor, görmüyorduk ama aşağıda yazacağım olayları anlatmakta zorluk çekiyorum. Efendim, taciz olaylarından bahsetmek istiyorum. Alanında en başarılı insanlara, bilim adamlarına Oscar ödülü veriliyor ama şu garipliğe bakın Oscar ödül başkanı Jahn Bailey de dahil Oscar ödüllü birçok kişi tacizle suçlanıyor. Dünya sinemasının beyni, kalbi Hollwood’da en az 8-10 ünlü yönetmen ve sanatçı tacizden sorgulanıyor. Bill Cosby ünlü dizi sanatçısı 35 kadını tacizden sorgulanıyor. Yahu bu kültürde, bu seviyedeki insanlar nasıl oluyor da tacize yöneliyor aklım almıyor. Kim ne istiyor da ulaşamıyor?

Dünyada taciz olaylarının en çok yaşandığı ülke Amerika, buna karşılık en çok şiddet ve tacizin yaşandığı ülke Etiyopya. Aradaki farka bakın. Biri süper devlet, biri en fakir ülkelerden biri ama mesele kadın olunca arada fark yok. Avrupa’da en çok taciz vakasının yaşandığı ülke İsveç. Asya’ya dönelim, yıldızı en çok parlayan ülkelerden biri Hindistan ama her 22 dakikada bir taciz olayı yaşanıyor. Refahı en yüksek ülkelerden biridir Kanada. İstatistiklere bakın her 3 kadından biri tacize uğramış. Sonuç olarak bu taciz olaylarının eğitimle, kültürle veya zenginlik-fakirlikle bir ilgisi yok. Adı konmamış hastalık desek en doğrusu. Bu konuda papazlar başı çektiğine göre yapılacak tek şey kalıyor. Herkes bireysel olarak tedbirini alacak. Ayrım yapmadan herkes kendini koruyacak.

Yasalar, kanunlar bu konuda yeterli bir argüman olmadığına göre bireysel korunmaya yardımcı olacak tek kaynak kalmış oluyor o da Allah Korkusu! En azından biz kendi ülkemizi manevi açıdan besleyebilir, koruyabiliriz. Kendi toplumumuzda uygarlık medeniyet ve özgürlük adı altında öyle bir sosyal yaşama gidiyor ki yukarıda saydığım örneklere taş çıkarır hale geliriz.

Bu açıdan bakarsak herkesin istediği gibi yaşama hakkı var demeye çekiniyorum. Sonuçta maneviyat gittikçe şahsiyet gidiyor, o da gidince vat halimize.

Kalın Sağlıcakla