son haberler

Ünye’de Karantina ve Tahaffuzhâne – II

Yayınlanma Tarihi: 3 Ağustos 2018 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

1864 senesi Haziran ayına kadar Canik sancağına bağlı bir kaza olan Ünye’nin bu tarihten sonra sancak haline getirilmesiyle birlikte Erbaa, Karakuş, Bolaman ve Fatsa kazalarıyla birlikte bu sancağı teşkil eden kazalardan birisi de Niksar olmuştur. Söz konusu sancak eyalet merkezi Trabzon yerine Canik sancağına bağlıydı. Bu sancağın oluşturulmasında hizmetlerin daha hızlı götürülmesi yanında güvenlik sorunlarının daha etkin çözülmesinin payı da önemliydi. Zira bu yeni idarî yapılanma sonrasında Ünye-Niksar ve Erbaa arasında toplanan asker kaçakları ve eşkıya ile daha etkin bir mücadele plânlanmaktaydı. Hatta bu amaçla Ünye-Niksar arasında bir karayolu açılması gündeme gelmiştir.23

01 Ağustos 1864’te yapımına başlanan Ünye-Niksar karayolunda ilk araba 23 Eylül 1864’te Niksar’dan Ünye’ye ulaşmıştır. Bu yol günümüzde Orta Karadeniz bölümünün iç kesimlerinde yaşayan insanların sahile mal taşıması açısından önemli bir katkıydı. Şöyle ki o tarihlerde Tokat-Samsun arası karayoluyla 40 saat iken Niksar – Ünye arası yalnız 25 saat sürmekteydi. Bu yönleriyle yol Erbaa ve Niksarlıların Ünye limanıyla bağ kurmasına büyük fayda sağlamaktaydı. (Bk. İbrahim Serbestoğlu, Bir Taşra Şehrinde Tanzimat ve Modernleşme Canik Sancağı 1863-1865, Mengüceli Yayınları, Malatya 2015, s. 53-55).23

Canik Mutasarrıflığı, Sadaret makamı ile Telgraf Nezareti arasında Niksar telgraf evinin Ünye hattına bağlanmasına ilişkin yazışmalar 1873’ten itibaren Niksar’a telgraf getirme çabalarının başladığını göstermektedir. Canik Mutasarrıflığından 9 Zilkade [12]89/8 Ocak 1873 tarihinde Sadarete yollanan yazı Niksar telgraf evinin bağlanması ve buna ilişkin masraflarla ilgilidir. Mutasarrıflıktan yollanan yazıdan anlaşıldığına göre, Canik sancağının diğer kazalarında olduğu gibi halkının yoğun isteği ve girişimleriyle Ünye kazasından geçen telgraf hattına bağlanmak üzere Niksar kazasında bir telgrafhanenin kurulması daha önceden kararlaştırılmıştı. Canik Sancağı’na bağlı Ünye kazasının Fatsa, Bolaman (Çamaş ile birlikte) ve Karakuş’la birlikte dört nahiyesi arasında 1869’da Niksar da sıralanmaktaydı. Nahiye Müdürü Ahmed Efendi’ydi. [Bk. TVS (Trabzon Vilayet Salnamesi), 1286/1869, s. 46]. Bu tarihe gelindiğinde Karadeniz boyunca Trabzon, Samsun, Lâzistan, Rize, Arhavi, Giresun, Ünye, Bafra, Tirebolu, Bucak ve Çarşamba’da telgraf merkezleri kurulmuş durumdaydı. (Bk. TVS, 1286/1869, s. 61).23

Niksar-Ünye arasında bir de koruma istasyonu olduğu belgelerden anlaşılmaktadır.(1872’de Ordu’daki resmî binalar arasında Karantina Binası adı da zikredilmektedir.)13 Belgeler, Ünye’den Niksar’a bağlı olan telgraf hattı üzerindeki tahaffuzhaneye bağlanan telgraf merkezinde geçici görevli maaşlı memurların maaşlarının geçici bütçeden düzenlenmesini öngörmektedir. Ayrıca, bazen Ünye-Niksar arasında telde kırılmalar meydana gelmektedir. Bu da iki merkez arasındaki iletişimi zora sokmakta ve zaman zaman aksamalara yol açmaktadır. Örneğin, Posta ve Telgraf Nezareti Meclisi adet 3168 yazı Ünye ve Niksar arası tel kırıklığıyla ilgilidir.23

1874 yılına gelindiğinde Niksar-Ünye, Tokat-Sivas ve Amasya-Zile hatları kurulmuş durumdaydı. Pusulada belirtildiğine göre eşyalar İstanbul’dan Ünye’ye deniz, Ünye’den Niksar’a kara yoluyla nakledilecekti. Hat için gereken 1400 ahşap direğin her biri 30 kuruştan satın alınacak, dikilmesi için 10 kuruş harcanacaktı.23

1880’de Tokat liva statüsüne erişince kendisine yeni bağlanan ve hiç telgrafı bulunmayan Amasya livasının Erbaa kazası ve Ünye üzerinden Canik’e telgraf bağı olan Niksar kazalarının yeni liva merkezine bir hatla bağlanması zorunlu olmuş; 1880’den 1896’ya kadar süren uzun yazışmalar ve bürokratik girişimler sonunda Erbaa bir hatta kavuşmuştur.23

1880’de Tokat’ın mutasarrıflık haline getirilip Amasya livasına bağlı Erbaa ve Zile ile Canik livasına bağlı Niksar’ın Tokat sancağı idaresine girmesi bu kazaların Tokat Merkez kazasıyla doğrudan telgraf bağlantısı kurmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu yönde ilk girişim Tokat – Zile hattının kurulması olmuş ve söz konusu hat 1880’de açılmıştır.23

1896 sonrası tamamlandığı düşünülen Erbaa Telgraf Hattı’nın Niksar’a uzatılıp uzatılmadığı hakkında belgeler ve haritalar tam olarak bilgi vermemektedir. Yalnız Niksar-Ünye arasında tel kırıklığı meselesinde bu hattın yapılmaya başlandığına dair bir belge vardır. Bu belgede Niksar-Erbaa hattı için bölgede bulunan Müşir Şakir Paşa’nın Niksar-Tokat telgraf hattının kurulmasıyla ilgilendiği ve İstanbul’dan hat için gereken eşyaların gönderildiği bilgisine rastlanmaktadır. Bu durum adı geçen tarihte hattın Niksar’a bağlandığını da göstermektedir.23

Sivas vilâyet merkezi, İngilizlerin Londra-Hindistan arasında kuracağı hat üzerinde yer almış ve 1859 senesi gibi erken bir tarihte Osmanlı telgraf hattına dâhil olmuştur. Sivas vilâyetine bağlı Tokat kazası şehirdeki bakır endüstrisi ve şehrin politik önemi dikkate alınarak 1868 senesinde Sivas’a ulaşan bir hata sahip olmuştur. 1870’te Amasya’ya bağlı Zile kazası sancak merkezi Amasya ile bir hatla bağlanmıştır. 1873’te Canik Mutasarrıflığı’na bağlı Niksar, Ünye üzerinden sancak merkezi Canik’le telgraf bağlantısına kavuşmuştur. Amasya livası kazalarından Erbaa’nın telgraf bağlantısı ise sürekli gözden kaçmış ya da göz ardı edilmiştir. Ne var ki Erbaa’da bir telgraf hattı kurulması uzun ve yorucu bir süreç sonunda gerçekleşmiştir.

Devletin bu gibi hatlarda yavaşlığı biraz da buralara açılacak telgrafhanelerin gelirlerinin giderlerini karşılamayacağına olan inançtır. Bu kadar geciken Erbaa-Tokat hattının 1896’da açılma kararına etki eden iki konu göze çarpmaktadır. Birincisi bu tarihte bir dönem Sivas Valiliği yapan Halil Rıfat Paşa’nın sadrazam olması ve konuyla yakından ilgilenmesidir. Bir ikinci konu olarak 4. Ordu’nun konuya yaklaşımıdır. Belgelerde açıkça belirtilmese de 1894-1899 arasında Tokat ve çevresinde Ermeni faaliyetlerinin çoğalması ve bu güvenlik meselesinin Erbaa’ya telgraf hattının kurulmasını hızlandırmış olabileceği ihtimalidir.23

1888 / 1892 yıllarında Ünye Karantina Memuru Osman Efendi’dir.14

1891 yılında Ünye’de bir Gümrükbinası ve bir de Karantinahane vardı.

XIX. yüzyılın sonlarında Ünye karantinaya alınacaktır.1

1892 yılında Karantina Memuru Osman Efendi, Karantina Kâtibi de Nuri Efendi ve Liman Reisi Dilâver Efendi’dir (TVS, H. 1309, 256. sh.).

1893 yılında bölgede sıtma salgını ortaya çıktı ve Ünye karantina altına alındı.15

1893 yılında Ünye’de mühim bir kolera hastalığı salgını ortaya çıktı. Bunun üzerine Ünye karantina altına alınarak hastalığın başka yerlere yayılmasına karşı tedbirler alındı.16

1893 yılında Karantina Memuru Osman Efendi, Karantina Kâtibi de Osman Efendi ve Liman Reisi Mustafa Efendi’dir (TVS, H. 1311, 284. sh.).

Kayıtlara geçen karantina uygulamalarından biri 1893 yılında yapılmıştır. Uygulanan karantina başarıya ulaştıktan sonra kaldırılmıştır. Konu ile alâkalı olarak, 18 Ekim 1893 tarihli ve Seraskeriye, Bahriye ve Dâhiliye Nezâreti’yle, Tophane-i Âmire Müşiriyeti’ne gönderilen yazıda Sinop, Samsun, Ünye ve Ordu iskelelerindeki karantinanın kaldırılması istenmektedir (BOA, A.MKT.MHM 562/3).1

“Sinop, Samsun, Ünye ve Ordu iskelelerinin sıhhî durumlarında şüpheye sebep olacak bir şey kalmamış olmasıyla, Sinop’a gelenlere karşı mevzu olan on beş günlük karantina ile mezkûr iskelelerden gelenler hakkında icra olunmakta olan tıbbî muayenenin kaldırılması, Umur-ı Sıhhiye Meclisi’nde karar verilmiştir. Gerekenin yapılması Sıhhiye Nezâreti’nden bildirilmiş ve gereken dairelere de bildirilmesi…”1

1894 yılında Ünye’de kolera salgını olmuş ve Ünye 10 gün karantinaya alınmış, giriş ve çıkışlar yasaklanmıştır. Aynı yılda Sadaret’e(Başbakanlığa) yazılan bir yazı ile doktor ve ilâç istenmiştir.

Güneydeki Tokat, Merzifon, Amasya ve İskilip havalisinde kol gezen kolera, 1894 Mayıs ayının ilk yarısından itibaren Samsun ve yakınındaki Kadıköy’e sıçradı. Samsun’daki salgın devam ederken, 17 Haziran’da Bafra ve Ünye‘den de vukuat haberleri alındı.17 Bafra’da daha sonra başka koleralıya rastlanmazken; illet, Ünye’de birkaç gün etkili oldu ve 33 kişiyi yakalayarak bunlardan 24’ünün yaşamını yitirmesine yol açtı.Bu sırada Samsun nüfusunun yaklaşık 10 bin olduğu göz önüne alındığında bölgedeki salgının hafif atlatıldığı anlaşılmaktadır.7 Trabzon, Samsun, Giresun, Ordu ve Ünye’de istihdam edilmek üzere beş yeni doktor; ayrıca, Miralay Tabip Yusuf Zeki, Binbaşı Halim ve Mabeyn cerrahlarından Mustafa Efendi de kolera hakkında kendi buluşları olan ilâçları tecrübe etmek üzere PolathaneTahaffuzhânesi’nde görevlendirildiler.17Devam edecek

KAYNAKÇA :

1DOĞAN, Osman – Tarih Boyunca Ünye, Ünye Belediyesi Kültür Yayınları: 3, Samsun, Temmuz 2003, I. Baskı, 514 sh.

13ORDU Valiliği – Ordu’nun Tarihçesi http://www.ordu.gov.tr/ordunun-tarihcesi

14TRABZON Vilâyeti Salnâmesi – 1888 / 1892, 13. Cilt, Temmuz 2002, sh. 588 – 593; 14. Cilt, Mayıs 2005, sh. 518 – 525.http://unyezile.com/salname.htm

15GENATSVALE.NET – Ünye უნიეhttps://genatsvale.wordpress.com/unye/

16ÇALIK, Mustafa – Tarihi, Sarayı, Konakları, Kadıları, Hattatları, Fındığı, Mısırı ve Gemiciliğiyle Ünye, Avrupa Yakası Ünyeliler Derneği, 1999, 272 sayfa.

17AYAR, Mesut – Osmanlı Devletinde Kolera: İstanbul Örneği (1892 – 1895), 2007, 524 sayfa.

23HANİLÇE, Murat – Osmanlı Taşrasına Telgraf Hattı Çekilmesinde Yaşanan Zorluklar Niksar – Erbaa-Tokat Telgraf Hattı Örneği, HistoryStudies, Volume 9,Issue 4, p. 63-99, November 2017, 38 sh.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku