Yayınlanma Tarihi: 30 Mart 2018 — okunma
Ahmet Hamdi Efendi’nin ‘Nüzhetü’l Bünyân’ adlı coğrafya kitabı 08 Şubat 1895’te basılmış olup, kitapta Canik Sancağı’na bağlı Ünye Kasabası nüfusunun 2.000 civarında olduğu belirtilmektedir.12
Temmuz 1902 tarihli Servet-i Fünûn Dergisi’nde “Son senelerde vesait-i nakliyenin vapurlara mahsus bir hal alması gemicilik sanatının cazipliğini azalttığından, Ünye ahalisi kunduracılık, demircilik, bakırcılık, kalaycılık, doğramacılık, kayıkçılık, dülgerlik ve emsali sanayi ile temin-i maişet etmekte ve içlerinden birçok kimseler de Rusya ile Romanya ve Bulgaristan taraflarına gitmektedirler.” açıklamaları yer alır.12
1903 Trabzon Vilâyet Salnâmesi’nde Ünye’de sırma ve ipek işlemeli el havluları dokunduğu, mendil, uçkur, halat, kilim yapımının ileri düzeyde olduğu; ceviz sandık yapımının, bakır ve demir işlemeciliğinin geliştiği belirtilmektedir.3
Demografik yapıyı etkileyen mübadele ve tehcirle beraber, göçleri de bilhassa dikkate almak gerekir. Merhum Ramazan ÇOLDUR’un konu ile ilgili tespit ettiği Osmanlı belgelerinden alıntı yapacak olursak : “Gürcü İslâmlardan aileleri ile beraber Muradiye ve Acara bölgesinden Ünye’ye hicret ettikleri ve diğer ailelerin de peyderpey gelecekleri (DH.EUM.4. ŞD, 1/20), Ünye’ye gelen on bin kadar mültecinin fevkalâde izdihama sebep olduğu, bunların iskân için Terme ve Çarşamba’ya da taksim edilerek dağ köylerine nakil ve iskân edilmeleri (DH.ŞFR, 71/117), Asir Vapuru’nun Trabzon, Ordu, Giresun, Ünye, Samsun ve Şile’ye çıkarmak üzere altı yüz; Nusret Vapuru’nun ise Trabzon, Giresun, Ünye ve Gemlik iskelelerine bırakmak üzere üç bin kadar muhacirle hareket ettikleri (Y.PRK.KOM, 3/49), Ünye ve Terme Kazâlarından 376 haneden oluşan ve Rusya’ya iltica etmek için Samsun’a gelen Ermenilerin lisan-i münasiple vaz geçirilmesi hususunda gayret gösterilmesi (Y.MTV, 21/21), Ordu, Ünye ve Terme’de ikamet etmekte olan Lâzların Çürüksulu Ali Paşa etrafında kümelenerek meydana getirdikleri kargaşalıktan dolayı birkaç yüz hanenin Rusya’ya iltica ve yüz elli hanenin de Batum’a hareket ettiği (HR.SYS, 218/22)” hususlarını belirtmekte yarar vardır.12
1907’de basılan, Tüccarzâde İbrahim Hilmi’ye ait ‘Memalik-i Osmaniyye Ceb Atlası’nda müellif, ‘Ünye’nin nüfusu 10.000 civarındadır’ der.12
16 Temmuz 1911 günü Terme’den Ünye’ye hareket eden Tanin Gazetesi Yazarı Ahmet Şerif Bey hâtıratında “Şimdiye kadar uğradığımız yerlerde olduğu gibi Ünye’de de en fazla memnuniyet ve iftihar verici taraf, unsurlar arasında yürürlükte olan iyi geçinme ve birliktir. Hele Ermenilerle İslâmlar, vatandaşça ve kardeşçe geçinmektedirler. Hattâ Ünye İttihat ve Terakki Kulübü’nün başkanı, Ermeni vatandaşlarımızdan bir kimsedir” der.12
Bu arada savaş nedeni ile hükûmetin genel seferberlik ilân etmesi ve Hıristiyan yükümlülerin “Amele Taburları”na yazılmaları da doğal olarak asker kaçaklarının sayılarını arttırır. 13 Temmuz 1915 tarihinde Nâzır Talat imzalı telgrafta, ‘Samsun’da bir türlü emniyet altına alınamayan 200 kadar Ermeni askerin ve Samsun mıntıkasındaki üç amele taburuyla terzihane ve inşaatlarda çalışan Ermeniler derhal amele taburlarına katılmaları ve yol inşaatında çalıştırılmaları için askerî müfreze eşliğinde Ünye üzerinden Sivas’a gönderilmişlerdir’ ifadesi yer almaktadır.8 Bahattin Şakir’in Samsun’a gelmesiyle birlikte sürgün politikası sistemli bir biçimde uygulanır. Ocak 1917 sonunda Bafra çevresi, bunu Şubat’ta da Çarşamba ve Ünye izleyeceklerdir. Buralarda yaşayan 30.000 kadar insan Ankara vilâyetine doğru yola çıkarılır. Ordulu Rumlar 1917 Ağustos’unda nakledilirler. Rum tehciri, bir yıl önce Ermenilere uygulanandan farklı olarak katliama yol açmamıştır.10
Balkan Savaşları (08 Ekim 1912 – 29 Eylül 1913) sonrasında yüz binlerce Müslüman Türk, savaşta yenik düşen Osmanlı ordusunun peşi sıra sonsuz acılar içinde doğdukları toprakları terk ederek Anadolu’ya sığındı. Benzer trajedi, 1922 yılında Kurtuluş Savaşı’nda yenik düşen Yunan ordusuyla beraber Anadolu’yu terk eden Ortodoks Rumlar’ın başına geldi. Bir ay gibi kısa bir süre içinde yüz binlerce Ortodoks Rum Yunanistan’a sığındı. Yunanistan’ın nüfusu bir anda dörtte bir oranında arttı. Bu durum Yunanistan’da büyük sıkıntılara ve kaosa yol açtı.7 Ünye’de ise Rumlar nüfusun % 7 kadarını oluşturuyordu.
04 Aralık 1920 günü Ordu livasının teşkiline dair kanun ile merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağı’na merbut Fatsa ve Ünye Kazâları’nın rabt ve ilhakı suretiyle Ordu müstakil livası teşkil olunmuştur. Bu karar üzerine Fatsa ve Ünyeliler, Ordu ile iktisadî ve idarî münasebetlerinin olmamasından dolayı kesinlikle Ordu’ya tâbi olmayacaklarını bildirmişlerdi.12 Günümüzde de Ünye ve Fatsa’nın Midrebolu mevkiinde CANİK adıyla birleşik bir İL olma gayretleri düşünce bazında olgunlaştırılmaya çalışılmaktadır.13
Tarihî coşku ve perspektiften, Ünye’de Ünyeli nüfusunda sayılma erdemliliği dileğiyle.. esen kalınız. Devam Edecek
KAYNAKÇA :
3 YURT Ansiklopedisi – Türkiye, İl İl: Dünü, Bugünü Yarını / Cilt 9, 1982/83.
7 HALAÇOĞLU, Prof. Dr. Yusuf -; Ermeni Tehcirine Dair Gerçekler (1915), TTK Yayını, Ankara, 2001.
8 BABACAN, Yrd. Doç. Dr. Hasan – Birinci Dünya Harbi’nde Samsun ve Çevresinde Ermeni Tehciri Uygulamaları Üzerine Birkaç Belge; Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (1915 – 1920), Ankara, 1995 (Yayın Nu. 14), sh. 73.; BOA, DH.SFR., 54/439, Dahiliye Nezareti’nden Canik Mutasarrıflığı’na 30 Haziran 1331 (13 Temmuz 1915) tarihli şifre telgraf.
10 MİSTEPE, M. Ufuk – Ünye’de Rum Mezâlimi – Pontus Meselesi http://unyezile.com/rum.htm
12 DOĞAN, Osman – Karadeniz’de Bir Boğaziçi Ünye, Ünye Kent Arş. Ser. 2, İst., 2006, 384 sh.
13 MİSTEPE, M. Ufuk / Ünye – Fatsa Arası http://unyezile.com/unsa.htm
16 ÇALIK, Mustafa ve Yayın Kurulu – Tarihi, Sarayı, Konakları, Kadıları, Hattatları, Fındığı, Mısırı ve Gemiciliği ile Ünye, İstanbul, 1999, 278 sh.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.