son haberler

Yaz Yazabilirsen

Yayınlanma Tarihi: 3 Ağustos 2018 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Son zamanlarda yaz aylarının gelmesiyle “tatil” anlayışında önemli bir değişme oldu. Daha önceleri yaz ayları; işten el çekme, dinlenme, istirahat etme gibi anlaşılıyorken artık bir yelere tatile çıkma, mekan değiştirme haline dönüştü.

Bunda özellikle sosyal medyanın payı büyük. Çünkü çok kişi tatil yerlerinden fotoğraflar paylaşarak kendilerinin de tatil yaptığını cümle aleme duyurmaktadır. Bu önemli bir iştir. Kişinin kendisinin tatil yapmasından çok başkalarının onu tatil yaptığını bilmesi lazım.

Artık ne yaparsak başkalarına duyuruyoruz. Veya duyurma ihtiyacı hissediyoruz. Böylelikle kendimizce sınıf atlamış oluyoruz.

Karadeniz iklim itibariyle deniz turizmi için elverişli değil. Çünkü yağmurun ne zaman yağacağı belli olmuyor.  Ancak bunu yerliler için söylemek mümkün değil. Nasılsa bu bölgede yaşıyorlar ve denizden istendiği vakit faydalanabilirler. Ancak hiç de öyle olmuyor. Yüzlerce kilometre gidip aşırı sıcakların bulunduğu Ege ve Akdeniz bölgelerinde biraz daha “yanıp” geliyorlar.

Yangın cüzdanda, tende, hatta psikolojisinde olabiliyor. Olsun. Taa oralara gidip fotoğraf çektirip paylaşmanın keyfine diyecek olur mu? Olmaz tabi…

Yaz mevsimimde deniz sahili olan yerlerin tamamı nemli olmaktadır. Nen insan ruhunu yorar. Yorgunluk hissini artırır. Zaten yıl boyu işinizle mücadele ederken bir de sıcakla mücadele edersiniz. Yorgun bir yılın ardından daha yorgun bir hale gelir ve artık güz gelmiştir.

Güz ayları yani kışın habercisi aylar hazırlık aylarıdır. Çocuklar okula başlayacak, varsa borçlar ödenecek, ticaretle uğraşanlar iş yerlerine yeni mallar getirecek ve yeni bir hayat mücadelesi başlayacaktır. Bir de aklınızdaki gibi tatil yapamadıysanız, yani tatil yapacağım diye hep yorulduysanız gitti ömrünüzden bir sene daha. Hem de geriye gelmeyecek bir sene.

Size ne tatilin faydası olacak ne paylaştığınız fotoğrafların faydası. Üstelik zengin taifesi için yılın her mevsimi tatil hükmünde olup boşa geçirdiğiniz (fotoğraf paylaşımınız hariç) zamanlar ömrünüzden ömür alacak.

Yine kış gelecek, soğuk kapıya dayanacak, siz baharı bekleyeceksiniz önce. Bahar gelince de “Hele bir yaz gelsin, yazın bir tatile çıkacağım” diyeceksiniz. Tıpkı diğer yazdaki tatile çıktığınız gibi.

Ömrü olana günler geçecek. Yaş 50 sınırına dayanacak. Olsun ölüm sizden çok uzak zaten. Hep başkaları ölüyor dünyada. Siz rahatınıza bakmaya devam edeceksiniz.

Derken 60’lı 70’li yaşlar girecek sıraya. Ardından “Er/Hatun kişi niyetine” diye tekbir getirecek imam efendi. Maalesef gittiğiniz yerden fotoğraf paylaşamayacaksınız.

Geriye 3-5 gün sizin için yapılan yorumlar kalacak. Sonra birileri “Hayat devam ediyor” diye en geçerli cümleyi kuracak. Yine yaz mevsimi gelecek ve yine tatile çıkanlar olacak. Yaz aylarındaki tatil yerlerinden fotoğraflar paylaşılacak sosyal medyalarda…

Yaz bu.

Ne yazarsan yaz!

İnsanlara sorsalar “En sevdiğiniz mevsim nedir” diye muhtemel “Yaz mevsimi” ilk sırayı alacak.

Eskiden “Sıcaktan zarar gelmez” diye bir söz kalmıştır dilimizde. Hatta “Yılan bile sıcağa akar” denir. Yaz sıcaktır ve sıcaklar terletir efendim.

Siz hiç terlediniz mi?

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku

BİR KÜLTÜR TEMSİLCİSİ: AHMET SOYLU

2 Aralık 2023 okunma
  Kendisi ile tanışmadan önce ismini duymuştum. Ne zaman arkadaşlarla kültürel bir araştırmadan bahsedilse bana “Siz Ahmet Soylu’yu tanıyor musunuz” sorusunu sorarlardı. Ben de il zamanlar “hayır” cevabı versem de zamanla “İsmini sık duyuyorum”... Devamını Oku