Yayınlanma Tarihi: 12 Nisan 2019 — okunma
Birinci Dünya Savaşından sonraki hatalara düşmemek için ikinci Dünya savaşından sonra başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok yapı oluşturuldu .
IMF VE Dünya Bankası ise işin ekonomik boyutunu üstlendi. ABD, ÇİN, İNGİLTERE, FRANSA ve RUSYA korucu üyeler olarak veto hakkında sahip oldular. Birleşmiş Milletler bünyesindeki birçok sivil kuruluş nispeten görevlerini yapıyor olsalar da BM artık işlevini , önemini ve yatırım gücünü iyice kaybetmiştir diye düşünüyorum. Bugün ABD’nin yasadışı uyguladığı herhangi bir eylemi BM’nin engelleme şansı kalmamıştır.
Öyleyse Rusya içinde, İngiltere ve diğer Veto gücü olan Ülkeler içinde aynı durum söz konusu olduğuna göre Birleşmiş Milletler niye vardır ? Cumhurbaşkanı R.T Erdoğan “ Dünya 5’den büyüktür” derken bu yaraya parmak basmıştır.
Dünya’nın dikkatini bu noktaya çekmiştir. Asya’da Afrika’da Ortadoğu’ da birçok devlet kan ağlarken Birleşmiş Milletler sadece uzaktan seyretmektedir. İkinci Dünya savaşından sonra kurulan NATO’da artık önemini yitirmekte varlığı tartışılmaktadır, o zaman Sovyet Rusya’nın yayılmacı politikalarına set çekmek için oluşturulan bu yapı Sovyet Rusya’nın dağılmasıyla tartışılır duruma gelmiştir, kaldı ki eylemleri de artık tartışılır durumdadır. Amerika, Almanya manfaatlerinden dolayı eleştirse de Avrupa’da Kosova’da yaşananlar hala insanlığın hafızasındadır. “herhangi bir NATO Ülkelerine yapılacak saldırı bütün NATO ülkelerine yapılmış sayılır” maddesi bugün için sizce ne kadar geçerlidir. Dünya’nın tepkisini ortarak alan bu yapılar ya yeniden yapılandırılacak yada tümden kapanacaktır. Dünya’nın hızla yeni yapılanmaya gittiğini ciddiye alarak Türkiye konumunu rotasını iyi belirlemek zorundadır.
Avrupa bile Nato dışında kendi Ordu’sunu kurma hesapları yaparken bizim ABD ile olan ilişkilerimizi artık kökten masaya yatırılmalıdır, bilhassa stratejik ortaklık tartışmaya açılmalıdır, Suriye ile işler karıştı hemen Patriotlar çekildi , terörle mücadele ediyoruz., stratejik ortaklarımız bize saldıran örgütleri destekliyor, besliyor. Artık seçim gündemden düşmek üzere bu dört yıllık dönemde Türkiye siyasi ,Ekonomik ,Askeri, bütün terör saldırılarını derinlemesine irdeleyip kendine yeni stratejik ortaklar bulmalıdır. Daha önceki yazılarımda sıkça dile getirdiğim gibi Türkiye’nin kurtuluşu Amerika-Avrupa’da değil Asya ve Afrika’dadır.
Yönümüzü oralara çevirmeliyiz. Her iki kıta’nın farklı özellikleri var, Asya başta Çin ve Hindistan olmak üzere devleşiyor. Afrika ise her türlü yatırıma muhtaç bekliyor Asya’nın devleri ile beraber Afrika’da birlikte hareket edersek inanın Avrupa ve ABD’nin oradaki her türlü eylemini bastırırız.
Kısacası artık tartışmalarımızı siyasi kulvarlardan çıkıp ekonomik kulvarlara taşınmalıdır, cephe savaşlarının yerini Ekonomik savaşlara bıraktığını unutmayalım. ABD ve Avrupa’nın başı çektiği Uluslar arası yapılar artık iyice çöküşe doğru giderken biz yeni Dünya’da kendi yerimizi almakta geç kalmayalım.
SAĞLICAKLA KALIN.